TBMM'nin tartışmalı yeni dönemi
1 Ekim 201824 Haziran’daki seçimlerin ardından cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş yapan Türkiye’de yeni sistemin yeni meclisi işbaşı yaptı. Yeni sistemde gücü zayıflamış bir organa dönüşen meclis, yetkilerinin büyük bir kısmını cumhurbaşkanına devretmiş durumda. Yeni sisteme göre meclisin, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlara sözlü soru yöneltme yetkisi yok. Yazılı sorular ise sadece cumhurbaşkanı yardımcılarına ve bakanlara yöneltilebiliyor. Cumhurbaşkanına ise yazılı ya da sözlü soru sorulamıyor. Türkiye’de muhalefet partisi temsilcileri ve siyaset bilimciler meclisin sözlü soru sorma yetkisinin kaldırılmasıyla sistemin zayıflatıldığına işaret ediyor.
Özel: Kuvvetler ayrılığı yok
Ana muhalefet partisi CHP’den Özgür Özel Türkiye’de 98 yıllık parlamenter sistemin "sona erdiğini" anlatırken, sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan istediği için sistem değişikliğine gidildiğini söylüyor. Sistem değiştirilirken yapılan tüm referandumun, sonrasındaki seçimlerin baskı ortamında gerçekleştirildiğini anlatan Özel, demokrasinin ana prensibi kabul edilen kuvvetler ayrılığının Türkiye’de olmadığına vurgu yapıyor.
“Tekrar tekrar söyleyeceğiz. Meclis, halkın meclisi değil iktidarın meclisi haline geldi” diyen Özel, yeni sistemde başbakanlık makamının kaldırıldığını, partili bir cumhurbaşkanının da yürütmenin başı olduğunu söylüyor. Özel, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede görev yapan bakanlardan bürokratlara kadar herkesi kendi atıyor. Kimseye sormuyor, danışmıyor. Meclisin görüşünü de almıyor. Kendi takımını kuruyor. Ülke böyle yönetilmez” çıkışı yapıyor.
Özgür Özel, “Sözlü soru, etkili bir denetim aracıydı ortadan kaldırıldı” diyor. Özgür Özel, “Cumhurbaşkanına soru yöneltemeyen bir meclisin güçlü olacağını iddia etmek halkı kandırmaktan başka bir şey değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, meclisin tüm işlevlerini elinden aldı” diyor.
Beştaş: Meclisi Erdoğan yönetiyor
HDP’den Meral Danış Beştaş ise yeni sistemde cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlar hakkında suç işledikleri iddiasıyla soruşturma başlatmanın da engellendiğini söylüyor. Yeni dönemde soruşturma başlatılması için önerge verilirken üye tam sayısının salt çoğunluğu gerekiyor. Beştaş, meclis aritmetiğinin buna izin vermeyeceğini dile getiriyor. 600 sandalyeli mecliste Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel başkanlığını yaptığı iktidar partisi AKP’nin çoğunluğu elinde tuttuğunu, aşırı sağ muhafazakar parti MHP ile de ortak hareket ettiğini söyleyen Beştaş, “Her iki partiyi de Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiyor. Erdoğan ne derse onu yapıyorlar. Meclisi Erdoğan yönetiyor” diyor.
Yeni sistemde meclisin gensoru yetkisi de ortadan kalktı. Gensoru ile hükümet ve bakan düşürme yolu da yeni sistemde kapalı.
Siyaset Bilimci Prof. Baskın Oran, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’de halen "kuvvetler ayrılığı varmış" gibi göstermeye çalıştığını, bu yüzden sistem değişikliğinden sonra "güçlü meclis" mesajını öne çıkardığını söylüyor. Oran’a göre aslında herkes yeni sistemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm yetkileri elinde topladığının farkında. “Yargıyı da bütünüyle kontrol altına aldığı için herkes cumhurbaşkanını ya da sistemi eleştirmeye korkuyor” diyen Oran, cumhurbaşkanını denetleyemeyen bir meclisten "halkın sesi olmasını beklemenin" anlamsız olacağını dile getiriyor. Oran, “Kuvvetler ayrılığının olmadığı sistemdeki sıkıntıları, meclisin işlevsizliğini önümüzdeki dönemde daha açıkça görebileceğiz” yorumu yapıyor.
“Muhalefetin sesi kısıldı”
Meclisin işbaşı yapmasıyla birlikte meclisin nasıl çalışacağına ilişkin kuralları belirleyen iç tüzük de, yeni sisteme uygun hale getirilecek. “Meclisin anayasası” niteliğindeki tüzükte iktidar partisi AKP, muhalefetin karşı çıksa da ilk değişiklikleri gerçekleştirdi. Bu değişikliklerle muhalefetin meclisteki görüşmelerde yaptıkları konuşmaların sürelerinde kısıtlamaya gidildi, milletvekillerinin parlamentoya pankart gibi protesto amaçlı görsel malzeme getirmesi yasaklandı.
CHP’li Özgür Özel, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum çalışmaları sonrasında bu değişikliklere yenilerinin ekleneceğini ve meclisin tamamen cumhurbaşkanının kontrolü altına alınacağını savunuyor. Özel, “AKP’nin tek amacı, meclisi susturup, cumhurbaşkanını konuşturmak” diyor. HDP’li Meral Danış Beştaş, “Ne yazık ki yeni dönemde güçlü meclis değil, güçlü Erdoğan göreceğiz. Türkiye’de muhalefetin sesi kısıldı, söz hakkımız her türlü engellendi, demokrasi ortadan kaldırıldı” eleştirisi getiriyor.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe