1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Terörün mali portresi

3 Mayıs 2011

Sadece 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarının, en az 60 milyar dolarlık zarara yol açtığı tahmin ediliyor. Uluslararası terörizmin gerçek maliyetini hesaplamak ise mümkün değil.

https://p.dw.com/p/118Gh
Fotoğraf: DPA

Usame Bin Ladin’in Amerikan Özel Kuvvetleri'nce öldürülmesinin ardından borsa endekslerinin tırmanışa geçip ham petrol fiyatının düşmesi, terör şebekesi el Kaide karşısında kazanılan kısmi zaferin kısa vadeli ekonomik yansıması oldu. İntikam eylemlerinin patlak vermesi bu tabloyu tersine çevirebilir.

Piyasalardaki düzelme, İslamcı terörün şimdiye kadar dünya ekonomisine verdiği zarar karşısında devede kulak kalıyor. Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü’nü dünya ekonomisi masasından Tilman Brück, ‘terörün şimdiye kadar kaça mal olduğunu kimse söyleyemez’, diyor. Kabaca yapılacak bir genelleme bile ortaya fahiş bir maliyet tablosu çıkarıyor.

Terörizmin batılı sanayi ülkelerini yüz milyarlarca dolarlık zarara uğrattığını belirten uzmanlar çoğunlukta. Maliyet patlamasının nedeni ve tetikleyicisi Usame Bin Ladin tarafından sipariş edilen New York’taki Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerini hedef alan terör saldırıları oldu. Bavyera Eyalet Bankası baş iktisatçısı Jürgen Pfister El Kaide'nin finans krizindeki rolünü risk endişesine bağlıyor. Terörizmin davranışları etkilediğini ve yatırım ile tüketim harcamalarının azalmasına neden olduğunu belirten Pfister, terörle pasif mücadele önlemlerinin özel ve kamu sektörlerini büyük masrafa soktuğunu söylüyor.

Finans krizinin tetikleyicisi

11 Eylül’ün ardından merkez bankaları küresel resesyonu önlemek için hep birlikte piyasaları nakit paraya boğdu. Eski Amerikan Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan, bankalara bol keseden para pompaladı. Bu yöntemin işe yaradığı anlaşılınca para muslukları sonuna kadar açıldı ve bankalar bu kadar parayı ne yapacağını bilemez duruma düştü. Para bolluğu risk faktörünü unutturdu ve bankalar kandırdıkları küçük tasarruf sahibine ipotek kredisi ve konut yutturmaya başladı.

Bu hesapsız ve sorumsuz davranışın nelere yol açtığı malum. Önce ABD gayrı menkul ve ipotek kriziyle sarsıldı, ardından küresel finans krizi patlak verdi ve dünya ekonomisi resesyona sürüklendi. Krizi yenip ekonomik daralmayı durdurmaya çalışan batılı hükümetler bankaları kurtarıp konjonktürü canlandırabilmek için muazzam para harcadılar.

Devlet bütçelerini altüst eden bu kurtarma operasyonunu 11 Eylül terör saldırılarının muazzam maliyeti olarak tanımlamak yanlış olmaz. Üç binden fazla can alan saldırıların doğrudan yol açtığı maliyet 60 milyar dolarla nispeten sınırlı kaldı.

Terörün genel maliyeti toplamayla saptamaya çalışılsa da ortaya sadece yaklaşık bir rakam çıkıyor. ABD iç güvenliğe yaptığı harcamayı her yıl 46 ila 76 milyar dolar arttırdı. Hava limanlarındaki güvenlik önlemleri katlanarak arttı. Almanya’nın en büyük açık deniz limanı Bremerhaven’de boşaltılan her konteynır röntgenden geçiriliyor. Hava yolu şirketleri, armatörler ve nakliyatçıların masrafları arttı, dünya ticaretindeki aktarma süresi uzadı. Bütün bu maliyeti rakamlara dökmek neredeyse imkansız.

Güvenlik branşına gün doğdu

Bavyera Eyalet Bankası baş iktisatçısı Pfister güvenlik maliyetlerindeki patlamanın boyutlarını kestirmenin zor olduğu görüşünde. 'Doğrudan maliyeti üç aşağı, beş yukarı hesaplamak belki mümkündür, ama ortaya çıkacak rakam dünya ekonomisinin hacmi yanında önemsiz kalır' diyen Jürgen Pfister terörizmin global ekonomik faaliyetleri frenlediğinin ise inkar edilemeyeceğini belirtiyor.

Tabii bu ek masraflar başkalarının geliri oluyor. Terör tehlikesi en çok güvenlik şirketlerine yaradı. Hava meydanlarıyla limanlarda kullanılan arama tarama gereçlerini imal eden işletmelere de nur yağdı. Her bilanço gibi terör bilançosunun da aktif ve pasif tarafları var. Bu bakımdan, terörün milli ekonomiye verdiği zararı ayrıntılı değerlendirmek gerekiyor. Tamir edilen her kayıp bir sonraki dönemin gayrı safi yurtiçi hasılasını, yani milli geliri arttırıp devlete ek vergi kaynağı kazandırıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Rolf Wenkel/Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik