Tradwife akımı: Kadının yeri evi mi?
29 Eylül 2024Mutfakta kocası ve üç çocuğuna yemek hazırlayan Nara Smith'in kırmızı payetli gece elbisesi, özenle şekil verilmiş saçları, kusursuz makyajı, oldukça dikkat çekiyor.
Smith, TikTok ya da Instagram'da, ev yapımı gazlı içecekler, müsli ve çikolatalı tatlı tariflerini paylaştığı tüm videolarda, göz kamaştıran kıyafetler giyiyor.
Nara Smith'in, kadının geleneksel cinsiyet rolünü ön plana çıkartan, yemek tarifleri ve çocuk yetiştirmeyi konu eden videolarını her gün 9 milyonu aşkın takipçisi izliyor. ABD'li blog yazarı Smith, 23 yaşında, Güney Afrika ve Almanya kökenli, ayrıca Tradwife akımının da tanınmış simalarından.
Tradwife, "Traditional Wife"ın kısaltılmış hali, Türkçe'de geleneksel eş anlamına geliyor ve son altı yıldır bu etiketle yapılan sosyal medya paylaşımları gittikçe yaygınlaşıyor.
Bu akımı temsil eden InfIuencerların hepsi Smith gibi giyinip süslenmiyor.
Örneğin 34 yaşındaki Hannah Neilman, ABD'nin Utah şehrindeki çiftlik yaşantısı ile ilgili paylaşımlarında daha çok 1950'li yıllardaki ev kadınlarının yaşam biçimini yansıtan bir profil çiziyor.
Eski balerin ve model Neilman, TikTok'taki paylaşımlarında evi nasıl idare ettiğini, inekleri nasıl sağdığını, nasıl sebze yetiştirdiğini ve kocasıyla birlikte sekiz çocuğu nasıl büyüttüklerini gösteriyor.
Tradwife hareketinin gerisinde ne yatıyor?
Geleneksel cinsiyet rollerini benimseyen ev kadınları hareketi sosyal medyada gittikçe daha görünür hale gelirken buna ivme kazandıran nedenler merak uyandırıyor.
Kimileri bunun, sosyal medya sitesi Reddit'te Hollywood filmi Matrix'ten esinlenilerek kurulan "Kırmızı Hap" (Red Pill) adlı anti-feminist, kadın düşmanı forumla bağlantılı olduğunu söylüyor. Filmde kırmızı hapı alan içinde bulunduğu yapay dünyayı, gerçeği fark ediyor. Ve bu, erkekliklerinin bastırıldığını hisseden ve geleneksel cinsiyet rollerine özlem duyan erkeklerin kullanmaktan hoşlandığı bir ima.
Kadınların toplumsal hayattaki rolünün "ev kadınlığına" indirgenmesi 1950'lerin çekirdek aile idealine kadar uzanıyor.
DW'ye konuşan sosyolog Lisa Wade, günümüzde bunun nostaljik ve sınıf temelli bir fantezi olduğu görüşünde.
"Ekonomik gerçekleri göz ardı ediyor"
New Orleans'taki Tulane Üniversitesi'nde Toplumsal Cinsiyet ve Cinsellik Bölümü öğretim üyesi olan Wade, geçmişte ABD'deki ailelerin çoğunun, karı kocanın hanenin ekonomik canlılığına katkıda bulunduğu küçük işletmeler olduğuna dikkat çekerek, şu bilgileri paylaşıyor:
"Aslında kocanın eve ekmek getiren kişi, ev kadınının da ev hanımı olması gerektiğine dayanan ideal, 1950'lerde ortaya çıktı. Ancak hızla buharlaştı. 1970'lerde, bir aileyi tek bir gelirle geçindirmek giderek zorlaştığından, ekonomik gereklilikler nedeniyle çift kazançlı aile modeli hâkim oldu."
Ev kadını akımının, zengin beyaz orta sınıf erkeklerin eşlerinin evde kalmasını karşılayabildiği kısa bir dönemi idealize ederek araçsallaştırdığına dikkat çeken Lisa Wade, "Ama bu, günümüzde çoğu ailenin ekonomik gerçekliğini göz ardı ediyor" diyor.
Tradwife akımını destekleyenler de eleştirenler de var. Kimileri, Influencerların yansıtmak istediği "ailelerine odaklanan kadın" profiline hayranlık duyuyor.
Kimileri ise geçmişte kalmış toplumsal cinsiyet rollerini benimseyen bu kadınların kendilerini evlerinin dört duvarı arasına hapsettiklerini söylüyor.
Bir de Influencerların yansıttıkları yaşam tarzının gerçeği yansıtmadığına dikkat çekenler var. Çünkü, sosyal medyada bu paylaşımları yapmak için emek ve zaman harcanması gerekiyor, başarılı olabilmek ve para kazanmak isteyenler için de bu aslında tam zamanlı bir iş.
Aşırı sağın siyasi hedeflerine mi hizmet ediyor?
Tradwife hareketinin kültür savaşının bir parçası olup olmadığı, belirli siyasi hedeflere hizmet edip etmediği de hararetli tartışmaların odağında.
Sosyolog Viktoria Rösch'e göre bu akım, toplumsal cinsiyet rolleri ve toplum olarak nasıl yaşamak istediğimizle ilgili daha geniş bir tartışmanın parçası.
DW'nin sorularını yanıtlayan Rösch, kendilerini siyasi bir akım olarak nitelendirmeseler de bu kadınların yansıttıkları toplumsal cinsiyet rolünün onları aşırı sağcı gruplar için kullanışlı bir araç haline getirdiğine işaret ediyor.
Çünkü Rösch'e göre gelenekçi kadın rolünü savunanlar, günümüzde kadınların iş ve aile hayatını dengelemede karşılaştıkları sorunlardan feminizmi sorumlu tutma eğiliminde ve bu da aile ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin aşırı sağcı fikirleri güçlendiriyor.
Almanya'da oy oranları artan aşırı sağcı Almanya için Alternatif'in (AfD) kadın seçmen sayısı da artış kaydediyor. Aile ve cinsiyet konularında muhafazakâr söylemleriyle bilinen AfD'nin seçim kampanyaları da Tradwife akımının savunduklarını yansıtıyor.
AfD'nin bir Instagram paylaşımında "modern feministler", "geleneksel kadınlarla" kıyaslanıyor, çekicilik, kariyer seçimleri ve değerlerle ilgili klişeler kullanılıyor.
Kamala Harris: Tamamen farklı kadın imajı
ABD başkanlık seçimleri öncesinde, geleneksel cinsiyet rolleri yeniden canlandırma çabaları, Demokratların başkan adayı Kamala Harris'in kişiliğiyle keskin bir tezat oluşturuyor.
ABD'nin ilk kadın başkan yardımcısı olarak görev yapan Harris, seçimleri kazandığı takdirde ABD'nin ilk kadın başkanı olacak.
Çok farklı bir kadınlık vizyonunu temsil eden Harris, kariyer yapan ancak aynı zamanda kendi çocuğu olmasa da iki üvey çocuğunun yetiştirilmesine katkı vermiş bir kadın.
Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı J.D. Vance, kadınların kariyer yerine çocuk yetiştirmeye öncelik vermeleri gerektiğini söylemiş, Harris'in adaylığının tam da bu geleneksel beklentilere meydan okuduğunu iddia etmişti.
5 Kasım'daki ABD seçimleri işte bu tartışmalar nedeniyle de önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Zira seçim sonuçları aynı zamanda ABD'de gelecek nesil kadınların, kendileri için nasıl bir hayat tasavvur ettikleri ile ilgili olarak da önemli ipuçları verecek.
DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?