Türk Lirası’ndaki değer kaybı hızlandı
16 Nisan 2020Ekonomide koronavirüs kaynaklı endişeler, Türk Lirası’ndaki değer kaybını hızlandırdı. Türk Lirası, Nisan ayı başından beri Dolar karşısında yüzde 4'ten fazla değer kaybetti. Yılbaşından bu yana gerçekleşen değer kaybı ise yüzde 16’yı aştı. Dolar kuru 6,90, Euro kuru ise 7,50 TL seviyeleri ile tarihi rekor kırarken, DW Türkçe’ye konuşan ekonomistlere göre Hazine güçlenmedikçe ve salgın önlemleri için yeni kaynak bulunmadıkça TL’deki değer kaybı sürecek.
“BDDK’nın kararı etkili oldu”
Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya, dolar kurundaki artışta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yurtdışı swap limitini özsermayenin yüzde 1'ine indirilmesi kararının etkili olduğunu söylüyor. Karar sonrasında 6,68 seviyesinde olan dolar kurunun 6,90 seviyelerine çıktığına işaret eden Kaya, yalnızca son birkaç günde TL’de yaşanan değer kaybının yüzde 2,5 seviyesine ulaştığını ifade ediyor. Yunus Kaya, “Oysa bu son üç günde gelişmekte olan ülke paraları ortalamada yüzde 0,6 değer kaybetmişti” diyor. Türkiye'nin Mayıs ve Haziran aylarındaki yoğun dış borç vadelerinin dolması ile birlikte, dolar kurundaki yükselişin daha fazla hissedildiğini kaydeden Kaya, "Türkiye’nin G20 ülkeleri ile swap için görüşmeler yaptığına dair açıklamalar basına yansımıştı. Çin, Brezilya gibi ülkelerle yapılacak yüklü swap anlaşmaları, iç talebi tatmin ederse kurda rahatlama görülebilir” diyor.
"Tehlikeli bir dönemden geçiyoruz”
Türk Lirası’ndaki kayıplar, gelişmekte olan diğer ülke paraları ile benzerlik taşıyor. Ancak Türkiye ekonomisindeki zayıflıklar diğer para birimlerinden daha fazla Türk Lirası’na olan güvensizliği artırıyor. İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, son bir ayda TL’deki değer kaybının Brezilya, Güney Afrika ve Meksika gibi gelişmekte olan ülkelerin para birimlerindeki kayıplara yakın olduğunu söylüyor. Salgının yarattığı endişeler nedeniyle küresel çapta dolara olan talebin arttığını dile getiren Prof. Alçın, “TL açısından küresel gelişmelerin yanı sıra, ülke risk priminin yüksekliği gibi nedenlerle kayıp arttı” diyor. Borsa tarafında ise BİST-100 Endeksi’nin diğer ülke borsalarıyla paralel bir şekilde yükseliş eğiliminde olduğunu kaydeden Alçın, “Borsalarda fırsat alımları olduğunu görüyoruz. Piyasada dalgalı seyrin yüksek olduğu, tehlikeli bir dönemden geçiyoruz” diye konuşuyor.
Albayrak: Yabancı kuruluşlardan destek istemedik
Türkiye’nin koronavirüs salgınının ekonomideki olumsuz etkilerine karşı nasıl bir kaynak oluşturacağı, belirsizliğini koruyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dün sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, salgın sürecini hiçbir uluslararası kurum ya da kuruluştan destek ya da yardım talebinde bulunmadan yönettiklerini söyledi. Albayrak’ın sözleri, Türkiye’de ekonomi yönetiminin Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) kredi talep etmeyeceği şeklinde değerlendiriliyor.
"Yüksek kur, enflasyonu da artıracak”
STRFS Baş Stratejisti Dr. Atahan Çelebi, ekonomi yönetiminin uluslararası desteklerden faydalanmama kararının piyasalardaki belirsizliği artırdığına işaret ediyor. Şu anda gerek döviz kuru gerekse borsada belirsizlik fiyatlamalarının arttığını kaydeden Çelebi, “Biz bu sürecin bir süre daha devam edeceğini düşünüyoruz” diyor. Döviz kurundaki artışın enflasyonu da yukarı taşıyacağını vurgulayan Atahan Çelebi, “Dolar kurundaki yüzde 10’luk artış, 2020 enflasyonuna artı 1,5 puan etki yapacaktır” diye konuşuyor.
"Ekonomi yönetimine güven zedelendi”
Dolar kuru için 6,95 seviyesinin önemli olduğunu kaydeden Çelebi, şöyle konuşuyor:
"Orta uzun vadede ise kurun seyri, Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin atacağı adımlara bağlı. Bugüne kadar yapılanlar ise çok iyi bir karnenin olmadığını gösteriyor. Bu da ekonomi yönetimine olan güveni biraz zedeledi. Bu olumsuz süreçten dönüş için, öncelikle Merkez Bankası’nın esas görevi olan enflasyonla mücadeleye odaklanması gerekiyor.”
Şirketlerin yurtdışı borcu 177,9 milyar dolar
Türk Lirası’nın Dolar ve Euro karşısındaki değer kaybı, döviz ile borçlanan Türk şirketlerinin borç yükünü de giderek artırıyor. Merkez Bankası’nın son açıkladığı verilere göre, Türk şirketlerinin yurt dışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu Şubat 2020 itibarıyla 177,9 milyar dolar oldu. Türk şirketler, önümüzdeki bir yıl içinde toplamda 44,5 milyar dolarlık ana para geri ödemesi gerçekleştirecek.
“TL’nin durumu Hazine’nin güçlenmesine bağlı”
Türk Lirası’nın yeniden değer kazanmasının ve şirketler üzerindeki borç yükünün ağırlaşmaması için Hazine'nin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sinan Alçın, “TL’den yeniden değer kazanması için kredi risklerinde azalma gerekiyor. Bu da Hazine kaynaklarının güçlenmesine bağlı” değerlendirmesini yapıyor. Alçın, Merkez Bankası’nın para basıp basmayacağı, IMF ile FED’in açtığı swap kanallarının kullanılıp kullanılmayacağı ve Türkiye’nin salgına karşı oluşturulan AB fonlarından ne kadar yararlanacağı gibi etkenlerin TL’nin bundan sonraki seyrinde belirleyici olacağını kaydediyor.
Aram Ekin Duran
© Deutsche Welle Türkçe