1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Yangına ilk müdahale geç yapıldı"

3 Ağustos 2021

Yangına geç müdahale edildiğini ve yangın söndürme çalışmalarında eksiklikler olduğunu söyleyen Yangın risk uzmanı Cemal Kozacı, yangınla mücadelede devam eden çalışmaları DW Türkçe'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/3yUzD
Türkei Waldbrände
Fotoğraf: Kaan Soyturk/REUTERS

Manavgat'ta başlayan ve daha sonra 100'den fazla noktada çıkan orman yangınlarıyla mücadele sürüyor. Yangının büyümesiyle birlikte iyi bir kriz yönetiminin de yapılıp yapılmadığı tartışmaya açıldı. Yangına ilk müdahalenin geç yapıldığını söyleyen yangın risk uzmanı ve Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı (TÜYAK) eski Başkanı Cemal Kozacı, söndürme çalışmalarına katılan uçakların sayısının da yetersiz olduğunu söyledi.

"Görüldüğü kadarıyla kriz yönetimi ile doğru bir koordinasyonun yapılamadığı" tespitinde bulunan Kozacı, yangın söndürme çalışmalarını DW Türkçe'ye değerlendirdi.

Yangın risk uzmanı Cemal Kozacı
Yangın risk uzmanı Cemal KozacıFotoğraf: privat

"Havadan ilk müdahale gecikti"

Yangın söndürme çalışmalarında sonra ilk müdahalenin önemli olduğunu belirten Kozacı, Orman Genel Müdürlüğü'nün karayoluyla ulaşabildiği yerlere elindeki 4x4 araçlarla, ulaşamadığı yerlere ise hava araçlarıyla müdahale ettiğini belirtti. Kozacı, "Takdir edersiniz ki o araçlarla ormanın derinliklerine girmek mümkün değil, o zaman havadan müdahale esastır orman idaresinde. Bu son olaylarda öyle anlaşılıyor ki ilk müdahalede gecikmeler yaşandı" değerlendirmesini yaptı.

Ülkedeki mevcut tablonun yangına ilk müdahalede eksikliklerin olduğunu gösterdiğini kaydeden Kozacı, "Orman İdaresi, 'havanın rutubeti yazın nemin yüzde 10'un altına düşmüşse, sıcaklık 45'lerdeyse tüm orman mücadele personeli tulumlarını ekipmanlarını alıp alarm durumunda beklemelidir' der. Bütün bu günlerin önceden bilinmesi ve daha hazırlıklı olunması gerekirdi diye düşünüyorum" şeklinde sözlerini sürdürdü.

Türkei Waldbrände Antalya
Fotoğraf: Mustafa Ciftci/AA/picture alliance

"Uçak yata çarpacaktı"

Havadan ilk müdahalenin gecikmesinin yangının büyümesi anlamına geldiğini aktaran Kozacı, devam eden söndürme çalışmalarıyla ilgili olarak "Bu kadar büyük çapta (yangın) olduğu zaman birtakım karışıklıklar ortaya çıkıyor, kriz masası olmadığı için. Her gelen uçağı uçuramayız, paternleri farklıdır. İyi bir yönetim gerektirir. Kriz masasında havacılıktan bir uzman da olacak. İtfaiye uçağının olduğu yerde özel yat dolanıyor. Uçak yata çarpacaktı. O yatın orada olması bir yönetim zafiyetidir" dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin verdiği bilgiye göre şu anda yangına şu anda havadan 16 uçak, 9 insansız hava aracı, 51 helikopter ve 1 insansız helikopter müdahale ediyor. Bunların bazıları diğer ülkelerin desteğiyle sonradan katıldı.

Uçak ve helikopterlerin avantajları ve dezavantajları olduğunu dile getiren Kozacı, helikopterlerin daha esnek ve kıvrak, ama taşıma kapasitelerinin daha az olduğunu kaydetti. Kozacı, yangın sönderme uçaklarıyla ilgili olarak da "Daha geniş bir alana suyu püskürtebiliyorlar. Kapasiteleri daha fazla. Mesela Boeing 747 uçak 70-80 ton su atabilir ama hareket kabiliyeti sınırlıdır. Bizim coğrafyamızda, yani engebeli arazilerde, ilk müdahalenin özellikle helikopterlerle yapılması ve sonra daha kıvrak, hareket kabiliyeti yüksek amfibik uçaklarla bunun sürdürülmesi gerekir" bilgisini verdi.

Waldbrände in der Türkei
Fotoğraf: AP/dpa/picture alliance

Türkiye'nin üç adet yangın söndürme uçağı var

Doğru zamanda doğru teçhizatların, koordineli bir şekilde kullanılmasının önemine işaret eden Kozacı, Türkiye'nin kendine ait üç adet yangın söndürme uçağıyla bu yangınları karşılamasının büyük bir eksiklik olduğunun altını çizdi. Kozacı, Bakan Pakdemirli'nin "Beş tonun altında kapasitesi olan uçak yardımlarını kabul etmedikleri" şeklindeki açıklamasıyla ilgili olarak da "insanların ellerindeki pet şişelerle itfaiye depolarını doldurduğu bir atmosferde bu yaklaşımın yanlış olduğunu" söyledi.

Kozacı, yangın söndürme tozlarının da yangınla mücadelede etkili olacağına dikkat çekti. Gübre özelliğine sahip bu tozların hem yangını söndürdüğünü hem de çevresindeki alanı geç yanar bir hale getirdiğini belirten Kozacı, Türkiye'de bu maddenin üretildiğini, ancak yangın söndürme çalışmalarında bunun kullanıldığına yönelik bir emare ya da açıklama görmediğini ifade etti. Böyle ortamlarda siyasilerden ziyade yetkililerin kamuoyuna düzenli bilgi vermesi gerektiğini aktaran Kozacı, bu sayede işin politikleşmeyeceğini, daha güvenilir bir ortam sağlanabileceğini de savundu.

Türkei Waldbrände Antalya
Fotoğraf: Mustafa Ciftci/AA/picture alliance

TSK daha fazla devreye girmeli mi?

"Yangınla mücadelede TSK neden devreye girmiyor?" sorusu da sıkça soruluyor. Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 400'den fazla asker, 3 insansız hava aracı, 4 helikopter, 2 çıkarma gemisi, 50'den fazla itfaiye, arazöz ve iş makinasıyla görev yaptığını duyurdu.

TSK'nın yangınla mücadeledeki rolünün önemli olduğunu vurgulayan Kozacı, "Silahlı Kuvvetler bugüne kadar her türlü afette çok ciddi görevler almıştır. Depremde selde yangında TSK'nın katkısı çok önemlidir. Çünkü TSK'nın insan gücü yanında teknik kapasiteleri, teçhizatları da vardır" ifadelerini kullandı.

Batu Bozkürk

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik