Yatırımın yeni adresi Afrika
6 Haziran 2014Yılda 600 milyar Amerikan doları harcayan bir milyar tüketici, her yıl yüzde 5 ekonomik büyüme, kaliteli ve lüks mallara göz dikmiş olan, dünya çapında en hızlı gelişen bir orta sınıf… Tüm bunlar dünyanın henüz işlenmemiş topraklarının yüzde 60’ına sahip Afrika kıtasında… .
Avrupa’nın bu rakamların sadece rüyasını görebileceğine işaret ediliyor. Afrika kıtası ise Köln’de düzenlenen Africa Finance and Investment Forum (AFIF) toplantısında bu rakamlardan övünçle bahsediyor. Hükümetlere bağlı olmayan kuruluşların (EMRC) Başkanı ve Köln’deki toplantıyı düzenleyenlerden Monty Jones, "Afrika’nın yıldızı parlamış durumda. Kara kıtanın şimdiye kadarki gelişmeleri uykuda geçirmiş olduğunu ise teslim etmek gerekiyor. Ancak şimdi atak yapmış durumda. Afrika’ya gelecek yatırımcılar için şimdi tam uygun zaman" şeklinde konuştu.
BM’nin bir raporuna göre bu yıl içinde Tanzanya, Zambiya ve Angola’da yapılacak ham madde üretim çalışmaları kara kıtanın ekonomik büyümesine katkıda bulunacak. Afrika’da geçen on yıl içinde hane başına yurtiçi gayrı milli hasıla ortalama olarak ikiye katlandı. Önümüzdeki beş yıl içinde dünyanın en hızlı gelişen 10 ekonomik gücünden 7’si Afrika’da olacak. Bu açıdan bakıldığında yatırımcılar için başarı şansı iyi görünüyor. Çin, Hindistan ve Brezilya bu durumu çoktan gördüler. Birçokları bu gelişmeler karşısında Avrupa’nın ne yaptığını merak ediyor.
Hükümetlere bağlı olmayan kuruluşların (EMRC) Başkanı ve Köln’deki toplantıyı düzenleyenlerden Monty Jones bu konuda şöyle konuşuyor: "Avrupa'dan bunca uzak olan Avustralya ve Yeni Zelanda’nın Avrupa’ya, tüm Afrika ülkelerinin hepsinden daha fazla ihracat yapıyor olması beni üzüyor. Oysa ki Avrupa ile aslında komşuyuz. Afrika’nın Avrupa ile ilişkilerini yoğunlaştırması gerekiyor. Avrupa’nın da bunu istediğinden eminim. Bu, Avrupa için de avantaj olacaktır."
Alman firmaları temkinli
Alman Yatırım ve Kalkınma Kurumu'nun (DEG) Yönetim Kurulu Sözcüsü Bruno Wenn, Afrika’da var olduğu iddia edilen yolsuzlukların ve şeffaf olmayan yapılanmaların Alman firmalarının temkinli davranmasına yol açtığını belirtiyor ancak bu durumun tam olarak gerçekleri yansıtmadığını da söylüyor.
Wenn, "Afrika'da yolsuzluk sanıldığı kadar yüksek değil. Uluslararası Şeffaflık Örgütü Transparency International’ın istatistiklerine göz atılacak olursa, o zaman Afrika’nın genel olarak BRIC devletlerinden daha iyi konumda olduğu ortaya çıkıyor. Bu saptamalar bizi biraz düşündürmeli!" ifadelerini kullanıyor.
Alman firmalarının daha ziyade Afrika'da kalifiye olmayan işgücü konusunda rahatsız oldukları belirtiliyor. Alman yatırımcıyı çekimser yapan ikinci sebebin ise Afrika'daki enerji, su ve kanalizasyon gibi iyi işlemeyen bir alt yapının varlığı.
Sevkiyatlar için elzem olan limanların ise çoğu kez güvenilir olmadığı belirtiliyor. Ancak Alman Yatırım ve Kalkınma Kurumu'nun (DEG) Yönetim Kurulu Sözcüsü Bruno Wenn, tüm bu sorunlara rağmen Alman yatırımcıların Afrika’ya ilgilerinin arttığını vurguluyor: “Gittikçe artan sayıda Alman firması, Afrika’nın gelecekte nasıl bir piyasa olabileceği yönünde kafa yoruyor. Bu, daha önceleri üzerinde pek düşünülmeyen yeni bir konu. Önceleri Afrika hep ham madde sevk eden bir piyasa olarak algılanıyordu. Ancak Afrika’nın mal satışları için gittikçe artan boyutta pazar haline geldiği konusu yeni bir saptama.”
© Deutsche Welle Türkçe
Rayna Breuer