Yeni bakanın işi zor

Fukuşima'da yaşanan nükleer felaketi Almanya'da büyük yankı bulmuş ve Başbakan Angela Merkel ülkedeki nükleer santrallerde şarterlerin 2022 yılına kadar kademeli olarak indirileceğini duyurmuştu. Nükleer enerji kullanımından vazgeçen Alman hükümeti, "enerji dönüşümü" başlığı altında kendine oldukça yüksek hedefler belirlemiş, bu bağlamda öncelikle en eski sekiz nükleer santral kapatılmıştı.

Eski Federal Çevre Bakanı Norbert Röttgen eski nükleer santrallerin kapatılması sürecinden alnının akıyla çıkmış ve korkulanın aksine Almanya'da elektrik kesintileri yaşanmamıştı. Ancak Röttgen, hayati önem taşıyan enerji dönüşümü projesinin diğer aşamalarında Merkel hükümetinin beklediği yüksek performansı gösteremedi.

WDR Radyosu'nun Çevre Bakanlığı'na dayandırdığı haberine göre, enerji dönüşümü projesinin henüz tamamlanmamış 37 maddesi daha bulunuyor. Yani Röttgen'in halefi Peter Altmaier'i zorlu bir görev süreci bekliyor.

"Düzgün bir plan yok"

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın eski başkanı Klaus Töpfer de belirlenen hedeflere ulaşılması için önümüzdeki yıllarda ne yapılması gerektiğine dair henüz doğru düzgün bir plan oluşturulmadığına dikkat çekiyor. Töpfer sözlerini “Enerji dönüşümü için belirlediğimiz zorlu hedefe önümüzdeki on yıllar içinde ulaşabilmek adına net bir ana plan oluşturmayı başaramadık. Her geçen yıl aleyhimize işliyor. Bu konu Almanya için hayatî bir mesele. Enerji dönüşümü, içinde bulunduğumuz yasama döneminin en önemli projesi ve bunun hayata geçirilmesi için çok daha fazla bastırmak gerekiyor. Bu anlamda yapılması gereken çok daha fazla şey olduğunu düşünüyorum" şeklinde sürdürüyor.

Yeni Çevre Bakanı Peter Altmaier'in çözüm bulmaya çalışacağı sorunların başında nükleer atıklar için nihai bir depolama yeri bulunması geliyor. Bugüne kadar radyoaktif atıklar genellikle nükleer santrallerin bulunduğu arazi üzerinde oluşturulan geçici depolarda saklanıyordu.

Depo olarak eski tuz madeni

Almanya, uzun yıllar Aşağı Saksonya Eyaleti'ndeki Gorleben'de bulunan eski bir tuz madenini depo olarak kullandı. Ancak burasının depo olarak kullanılmak için ne kadar uygun olduğu hâlâ tartışma konusu. Yani “nihai atık deposu” konusu henüz çözümlenebilmiş değil.

Röttgen'e göre, Sosyal Demoktrat Parti, Yeşiller ve eyalet yönetimlerinin uzlaşma sağlaması için sadece tek bir görüşmeye daha ihtiyaç duyuluyordu. Ancak Sosyal Demokratlar ve Yeşiller bu konuda bilimsel bir araştırma yapılmadan karara varılmasına sıcak bakmıyor. Bu iki partinin korkusu seçimlerin ardından atık deposu olarak yine Gorleben'de karar kılınması. Zira buraya şimdiden 1 milyar 600 milyon euro yatırım yapıldı.

Güneş ve rüzgâr enerjisi

Yeni Çevre Bakanı'ndan çözüm beklenen bir başka konuysa, güneş enerjisine yapılan yatırımlarla ilgili devam eden tartışma. Hükümet her ne kadar projeye devam kararı almış olsa da, teşvikleri azaltmak istiyor. Planlanan yüzde 30'luk kesintiyse bundan kısa bir süre önce Federal Konsey'e takılmıştı. Eyaletler, kesintinin, zaten Çin'in ucuz fiyat politikasıyla yarışmakta zorlanan Alman güneş enerjisi endüstrisini kepenk kapatmak zorunda bırakmasından endişe ediyor.

Kuzey Denizi'nde inşa edilmesi planlanan rüzgâr türbinlerinden elde edilecek enerjiyi tüketiciye ulaştırmak için de yeni elektrik ağları oluşturulması gerekiyor. Ancak bu proje de fazla masraflı olduğu gerekçesiyle eleştiri oklarının merkezinde.

Yenilenebilir enerjilerin ihtiyacı karşılamaması halindeyse iş kömür ve doğal gazla çalışan santrallere kalıyor. Ancak bunlar da sayıca yeterli değil. Öte yandan yatırımcılar da enerji alanında ne yapılacağı konusundaki karar kesinleşmeden bu alanda harekete geçmeyi fazla riskli buluyor.

Yanıt arayan tüm bu soruların gölgesinde koltuğu devralan Peter Altmaier’in nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu.

©Deutsche Welle Türkçe

Nils Naumann / Çeviri: Banu Wöltje

Editör: Hülya Köylü