Türkiye'ye silah ambargosu isteniyor
20 Kasım 2020Almanya'da muhalefetteki Yeşiller ve Sol Parti, Avrupa ile Türkiye arasında yaşanan Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs gerilimlerini gerekçe göstererek Türkiye'ye yönelik silah ambargosu kararı alınması için meclise birer teklif sundu.
Sol Parti'nin hazırladığı ve "Türkiye'ye silah yok" başlıklı teklif bu hafta Federal Meclis'e gönderildi. Önümüzdeki hafta da meclis gündemine alınması bekleniyor. Her iki partinin çoğunluğu sağlamaları zor olsa da, sunulan tekliflerle konu Federal Meclis'in gündemine taşınmış oldu.
Sol Parti'nin hazırladığı ve meclise önceki gün gönderilen teklifte, Ankara'nın modern silah sistemlerine sahip olmak istediği, geniş ve bağımsız bir askeri endüstri inşaa etmeyi hedeflediği, kara, hava ve deniz kuvvetlerinin ihtiyacı olan büyük cihazların imalatı ile savaş tankı, uçağı, orta menzilli füze, insansız hava aracı (İHA) ve denizaltı üretim kapasitesini genişletmeyi amaçladığı vurgulanıyor.
2009-2018 arası 33 askeri ihracat izni verildi
Sol Parti parlamentoya sunduğu teklifte, federal hükümetin onayladığı askeri ihracat izinleri sayesinde Alman şirketlerin Türkiye'ye 12 milyon 800 bin euro değerinde parça ve donanım sattığını ve bu sayede Türkiye'nin bir İHA donanması kurduğu belirtiyor. 2009-2018 yılları arasında verilen 33 satış onayı ile yollanan malzemelerin askeri İHA donanımında kullanılan türden olduğu savunuluyor. Sol Parti, teklifinde "Ankara'nın Türkiye'nin güneydoğusunda Kürtlere yönelik yürüttüğü savaşta, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde ve Libya'da askeri İHA'lar kullandığını kaydedip aynı şekilde Dağlık Karabağ'da da Türk askeri İHA'ların görev aldığına dair raporlar bulunduğunu" kaydediyor.
2002 yılından bu yana Türkiye'ye 2 milyar 200 milyon euro değerinde askeri satış yapıldığını ve bunun 521 milyon 100 binini savaş gemilerinde kullanılan malzemelerin ihracatının oluşturduğu aktarılıyor. Denizaltıları ve malzemelerinin ihracatının da 2002 - Ekim 2020 arasında 128 milyon 800 bin euroya ulaştığı vurgulanıyor.
Böylece Almanya'nın hava ve karada kullanılabilen ve Libya'da ve Yunanistan ile Kıbrıs bağlantılı operasyonlarda kullanılması muhtemel teçhizat satışına onay verdiği ifade ediliyor. Hazırlanan teklifte bunun, Alman hükümetinin, "Türkiye'nin bölgesel çatışmalarda kullanması muhtemel askeri ihracat malzemelerine onay verilmemektedir" açıklaması ile de çeliştiği belirtiliyor.
Türkiye'nin Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ'da sadece savaşın taraflarına yardım etmekle kalmayıp oralara İslamcı cihatçılar da gönderdiği, Türkiye'yi Ortadoğu'da İslamcı grupların harekat alanına dönüştürdüğü ve bunun da 2016 yılında Alman hükümeti tarafından tescillendiğine işaret ediliyor. 2016 yılında Alman hükümetinin verilen bir soru önergesine "gizli" ibareli cevabında, Türk hükümetinin Suriye'deki bazı gruplara silah gönderdiğine dair ibareler yer almıştı.
Teklifteki talepler neler?
Sol Parti'nin hazırladığı teklifte, özellikle yaz aylarında Yunanistan-Türkiye ve Kıbrıs arasında Ankara'nın Doğu Akdeniz'deki gaz arama faaliyetleri ve kıta sahanlığı tartışması nedeniyle artan tansiyona dikkat çekiliyor ve Türkiye'nin bu çalışmalarında savaş gemilerini de görevlendirdiği belirtiliyor. Bu nedenle de Yunanistan'ın Almanya'dan denizaltı satışlarına eleştiri getirdiği ve durdurulmasını talep ettiği belirtiliyor. Yunanistan'ın Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye yönelik silah ambargosu talep ettiği hatırlatılıp Almanya ile Macaristan, İtalya, İspanya ve Malta'nın bunu bloke ettiği vurgulanıyor.
Hazırlanan teklifteki talepler şöyle sıralanıyor:
- Türkiye'ye her türlü silah, mühimmat, teknik malzeme, parça ve know-how transferini durdurmak ve daha önce onaylanmış askeri ihracat izinlerinin iptal edilmesi,
- Dış Ticaret Yönetmeliğinin Türkiye'ye ihraç edilebilen askeri donanım malzemeleri listesinin Bölüm I A'da yer alanların yeniden ihracatına izin verilmemesi ve toplu ihracat izinlerine onay çıkarılmaması,
-Türkiye'ye silah ambargosunu delecek yasal boşlukların kapatılması, Türkiye'de yapılan Almanya lisanslı üretimin ve Alman şirketlerin Avrupa'daki yan kuruluşları veya şirketleri üzerinden yapılan ihracatın yasaklanması,
- Türkiye'nin yerli askeri sanayisine katkı sağlayacak bütün teçhizat, parça, malzeme ve know-how transferinin sonlandırılması,
- Avrupa Birliği içinde Türkiye'ye yönelik genel bir sílah ambargosunu bloke etmeye son verilmesi, ve aksine ambargonun uygulanabilmesi için aktif çaba harcanması,
- Macaristan, İtalya, İspanya ve Malta'nın silah ambargosunu reddeden tutumuna karşı tavır alma ve AB'nin Türkiye yönelik silah ambargosu kararı almasını destekleme.
Yeşiller'in teklifi de silah ambargosu uygulamasını içeriyor
Muhalefetten Yeşiller partisi de benzer bir önergeyi geçen ay federal meclise gönderdi. Onların hazırladığı ve "Türkiye'ye denizaltı satışı izinlerini iptal edin" başlıklı teklif, Alman hükümetinin son dönemde Türkiye'ye sadece deniz kuvvetlerinin kullandığı malzeme satışı yapıldığına dair açıklaması nedeniyle bu alana odaklanıyor. Ancak Yeşiller'in hazırladığı teklif de Sol Parti'ninki gibi temelde Türkiye'ye silah ambargosu uygulanmasını hedefliyor.
Yeşiller'in teklifinde de ambargo talebine, Sol Parti'nin önergesinde olduğu gibi son dönemde yaşanan Türkiye'deki ve Türkiye bağlantılı gelişmeler gerekçe gösteriliyor. DW Türkçe'nin sorularını cevaplayan, teklifi hazırlayan Katja Keul, Türkiye'deki insan hakları ihlallerinin giderek daha da kötüleşmesi, Türkiye'nin dış politikada uluslararası hukuku defalarca ihlal etmesi, örneğin Suriye'nin kuzeyine girmesi veya Libya'da savaşa müdahil olması nedeniyle federal hükümet askeri ihracat onayı verilmediğini duyurmuş, sadece deniz kuvvetlerinin kullanabileceği malzeme ihracına devam edildiğini açıklamıştı" diye konuştu. Keul, "Şimdiyse bunlara Avrupa Birliği üyesi Yunanistan ve Kıbrıs'a yönelik Doğu Akdeniz'deki tehditler eklendi. Dolayısıyla da savaş gemisi ve denizaltı satışı hem bizim güvenliğimize hem de AB'li partnerlerimizin çıkarlarına zarar veriyor ve güvenlik politikası açısından bakıldığından da böyle bir tehlikenin sorumluluğu üstlenilemez" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Yeşiller, sadece Almanya'da değil Avrupa Birliği çapında da Türkiye'ye yönelik ambargo uygulanması yönünde bir inisiyatif başlattıklarını bildiriyor. Talepleri ise:
- Denizlerde kullanılanılanlar dahil, Türkiye'ye her türlü savaş silahı satışının durudurulması ve Silah Kontrol Yasası'nın 7'nci maddesine göre verilmiş onayların iptal edilmesi,
- Türkiye'ye yönelik bir silah ambargosu için Avrupa çapında da çaba gösterilmesi,
- Silah satışına dair bütün bedellerin askeri malzeme ihracatı raporlarında her zaman olduğu gibi kamuoyuna açıkça sunulması.
Yeşiller, 2019 yılına dair ihraç bedellerinde bazı bilgilerin karartıldığını açıklayıp, bunu eleştiriyor.
Hem Yeşiller hem de Sol Parti'nin talep ettiği, Türkiye'ye silah, askeri mühimmat ve araç ihracatına yönelik önceki yıllarda verilmiş izinlerin iptali mümkün mü? Yeşiller Federal Meclis Milletvekili ve Savunma Politikaları Sözcüsü Katja Keul, Savaş Silahları Kontrol Yasası'na göre hükümetin vermiş olduğu bir askeri ihracat onayının iptalinin mümkün olduğunu söyledi. Hukukçu da olan Keul, "Eğer Savaş Silahları Kontrol Yasası'nın 6'nci maddesi'nin 3'ncü paragrafında sayılan sebepler görülüyorsa, verilmiş izinlerin iptal edilmesi hatta zaruridir" diyerek buna, Alman savaş silahlarının mevcut bir barış ortamını bozacak eylemlerde kullanılmasını örnek gösterdi. Keul'e göre burada bir diğer önemli sorun da NATO üyesi Türkiye'nin NATO üyesi başka ülkeleri ve onların güvenlik politikaları konusundaki çıkarlarını tehdit etmesi.
Almanya, 2008 yılında Türkiye ile 214 tipi altı denizaltı satışı için anlaşma imzaladı. Almanya'da yasalara göre Alman şirketlerinin başka ülkelere askeri silah ve teçhizat satışı, Alman hükümetinin onayı ile yapılıyor.
Elmas Topcu
© Deutsche Welle Türkçe