BND kontrol altına alınsın!
Almanya'da bir ilk: Alman dış istihbarat servisini (BND) büyüteç altına alan kontrol komisyonu servisin ‘iletişim istihbaratında' başvurduğu yöntemleri yerden yere vurdu. Komisyon üyeleri 40 dakika süren basın toplantısında dış istihbaratın internet taramasındaki dinleme listelerinde yer alan anahtar kavramları kısmen geçerli yasalara aykırı olarak kullandığının tespit edildiğini açıkladılar.
Yeşiller Partisi Milletvekili Christian Ströbele, dost ülkelerdeki ve yurtdışında bulunan Almanlar hakkındaki casusluğa yöneltilen eleştirileri yeterli bulmuyor. Ströbele meclis kontrol komisyonu üyelerine yasaklanmamış olsaydı, başbakanlıkta incelediği dosyalar hakkında daha ayrıntılı açıklama yapacaktı.
Dosyalardaki sırların açıklanmasına zaten gerek de yoktu. Dış istihbaratın kimi gözetleyip dinlediği haftalardır medya haberlerine konu oluyor. BND'nin Avrupa hükümetlerini, AB kurumlarını ve Kuzey Atlantik İttifakı NATO'yu da dinlediği öğrenilmiş. İstihbaratın göz ve kulaklarıyla izlediği öne sürülenlerin arasında bir Alman diplomatın adı da geçiyor. Almanya hükümeti bu iddiaları yalanlamadı. Yalanlamadığına göre iddialarda gerçek payı olduğu varsayılabilir.
İkiyüzlü Alman hükümeti
Başbakan Merkel'in, Amerikan istihbaratınca dinlendiğinin ortaya çıktığı 2013 yılında, “Dostlar arasında katiyetle böyle şey olmamalı” demiş olması skandalı hükümet açısından daha da utandırıcı kılıyor. Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) Başbakan Merkel'in telefonunu bile dinlemiş. Eski NSA mensubu Edward Snowden istihbarat skandalını ortaya çıkardıktan sonra Alman dış istihbarat servisinin başkanı Gerhard Schindler'in de dili çözüldü. Schindler, şüphe uyandıran dinleme yöntemleri hakkında başbakanlığa bilgi verdi. Bundan şu sonuç çıkıyor: Başbakan Merkel'in cep telefonunun dinlendiği ortaya çıkmasaydı, Alman dış istihbaratı dost ülkelerdeki dinleme faaliyetlerini günümüzde de sürdürüyor olacaktı.
Bu durumda olay kapanmış mı oluyor? Kesinlikle değil. Dost ülkelerdeki dinleme faaliyetlerine son verilmesi için alınan siyasi karardan meclis kontrol komisyonu bu yıl haberdar oldu. Oysa, skandalın önemi açısından derhal öğrenmesi gerekirdi. Başbakanlığın ihmalli tesadüf olamaz, olsa olsa kasıt olabilir. NSA'nın Almanya'daki izleme faaliyetlerini araştıran meclis özel komisyonu iki yıldır hükümetin yeterli bilgi vermemesinden yakınıyor. Berlin yönetimi komisyonun sebatla çalışmalarını sürdürmesini kuşkuyla izliyor.
Başbakanlık susmamalı
Hükümetin soruşturmayı aksatan tutumu ilgili komisyonlardaki koalisyon partili milletvekillerini de kızdırmaya başladı. Bu bakımdan BND kontrolörlerinin hükümeti ve hükümetin en önemli kurumlarından birini paylaması iyi oldu. Parlamenterler haklı olarak dış istihbaratın güvenilir bir yönetim hiyerarşisi olmasını ve başkanın serviste neler olup bittiğini bilmesini istiyorlar. Yakın geçmişe kadar BND'nin nasıl başsız hareket ettiğine sıkça tanık olundu.
Başbakanlığın da dış istihbarata kesin direktif veremediği anlaşılıyor. Servisin Almanya'nın güvenliği ile ilgili görevlerini yerine getirebilmesi için bu açığın acilen kapatılması gerekiyor. Bu görevlerin başında terörizm ve organize suçlarla mücadele geliyor. BND'nin görevlerini kesin bir çerçeveye oturtmanın o kadar zor olmaması gerekir. Demokrasi ve hürriyet düşmanlarının kimler olduğu belli. Örneğin, Suudi Arabistan gibi ülkelerden destek alan IŞİD. Radikal dinciler Almanya'da halt karıştırdıklarında Anayasayı Koruma Teşkilatı, yani iç istihbarat devreye girer.
İşbaşına!
İstihbarat servisleri arasındaki karşılıklı bilgilendirme, Terörizm ile Ortak Mücadele Merkezi'nin sorumluluk alanına giriyor. Yasalar yürürlükte. İstihbarat faaliyetleri için gerekli enstrümanlar da. Bazılarının bilenip düzeltilmesi gerekiyor. Meclis kontrol komisyonu yaptığı araştırmayla uygun zemini hazırlamış oldu. Şimdi sıra, en iyi sonucu almaları gereken hükümet ve dış istihbaratta. Haydi, işbaşına!
© Deutsche Welle Türkçe
Marcel Fürstenau