Demokrasi tehlikede
2 Ağustos 2017Nicolas Maduro ve sosyalist partisi, şeffaf ve özgür koşullar altında yapılacak bir seçimi kazanamayacaklarının uzun süredir bilincinde. Demokratlar ile otokratların farkının ortaya çıktığı bu yol ayrımında, Maduro demokrasi güzergâhını tümüyle terketmeye karar verdi. Muhalefetin çoğunlukta olduğu parlamentoyu devre dışı bırakmak için, yeni bir anayasa hazırlayacak kurucu meclis için seçime gitmeyi kararlaştırdı.
Devlet başkanı, halkın oylarıyla seçilmiş parlamentoyu bu süreçte devre dışı bırakarak, anayasayı açıkça ihlal etti. Ayrıca Ulusal Seçim Kurulu‘na da talimat vererek, muhalif adayların listelere girmesini büyük ölçüde engelledi. Böylece 545 sandalyeli kurucu meclisin, tümüyle kendi güdümünde olmasını da garantiye almış oldu. Netice itibariyle demokratik araçları kullanarak, otoriter bir yönetim şeklinin de temelini attı.
Rakamlar inandırıcı mı?
Şaibeli bir gecikmenin ardından Ulusal Seçim Kurulu Başkanı Tibisay Lucena ilk açıklamayı yaptığında, şüpheler daha da arttı: Seçimlere katılım oranı yüzde 41,5 ile sınırlı kaldı. Bu da sadece 20 milyon seçmenden 8 milyonunun sandık başına gittiği anlamına geliyor. Bu rakamlar acaba ne kadar inandırıcı?
Venezuela'da demokrasi yavaş yavaş ölüyor. Demokratik kurum ve gelenekler birer birer bertaraf ediliyor. Durum her zamankinden daha da vahim görünüyor. Zira artık, birbirini tanımayan ve engellemeye çalışan iki parlamento mevcut. Üstelik anayasa kurucu meclisi, istediği kurumu lağvetme yetkisine sahip.
Ancak demokrasinin tümüyle rafa kaldırılmasını önlemek için az da olsa bir umut ışığı var. Bunun için de uluslararası kamuoyunun Caracas yönetimine yoğun bir baskı uygulaması ve ülkedeki demokratik güçleri daha fazla desteklemesi gerekiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Evan Romero Castillo