Yunanistan krizinde karar aşaması
19 Eylül 2011Yunan bakanlar kurulunun hafta sonundaki beş saatlik maraton oturumundan da yeni bir şey çıkmadı. Ülkesinin tasarruf ve reform gayretlerini sürdüreceğini söyleyen Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, daha radikal adımlar atılmasının kaçınılmaz olduğunu da inkâr etmiyor. Venizelos, uluslararası kreditörleri ikna etmek için halka, sendikalara, medyaya ve politikacılara birlik ve beraberlik içinde olduklarını göstermeleri için çağrıda bulunuyor. Ama Yunanların tek vücut oldukları söylenemez. Tam aksine. Halk geçen hafta konan ek gayrı menkul vergisine tepki gösterirken, iktidar ile muhalefet arasındaki iç politik gerginlik de artıyor. Muhafazakâr muhalefetin lideri Antonis Samaras bütün kabahati hükümete yüklüyor: “Hükümet hatalarının kurbanı oldu, hedeflerini tutturabilecek durumda değil.”
Derhal erken seçim yapılmasını talep eden Samaras aylardır, ekonominin canlandırılabilmesi için vergilerin artırılması değil, aksine düşürülmesi gerektiğini söylüyor. Maliye Bakanı Venizelos’un bu talebe cevabı ise "Sayın Samaras, krizin giderilmesi için herkesin üzerinde mutabık kaldığı önlemlere tamamen zıt programlar önererek Avrupalı ortaklarımızı ikna edebileceğini sanıyorsa, yanılıyor. O hâlâ durumun farkında değil" şeklinde.
Atina'ya gidiş ertelendi
Uluslararası kontrolörlerin yer aldığı troykanın hafta başında yeniden Atina’ya gitmesi beklenmekteydi. Ama son anda troykanın Atina’ya dönüşünün ertelendiği ve finans uzmanlarının Yunan maliye bakanıyla telefon görüşmesi yapacakları açıklandı.
Yunanistan üzerinde ağır baskı var. Atina’nın bir an önce reformlardan olumlu sonuç almaya başladığını kanıtlaması bekleniyor. Avrupalı politikacılar, Yunanistan’ın birinci kurtarma paketinin altıncı kredi dilimini ancak reformlar başarıldığı ve troyka yeşil ışık yaktığı takdirde alabileceğini kesin bir dille ortaya koydular. Yunanistan’ın bu paraya acilen ihtiyacı var. 8 milyar euroluk kredi dilimi gelmediği takdirde, Yunanistan ekim ayı sonunda iflasını ilan etmek zorunda kalacak. İşini kaybeden bu Atinalı bütün suçu politikacılarda buluyor:“Politikacıların borcunu tanımayız, parayı biz çalmadık. Borcu politikacılar yaptı, onlar ödesin, bizden istemesinler. Vatandaşın suçu ne!”
Halk tepkili
Öğretmen olan eşi daha da açık konuşuyor ve “Yunan halkının bizleri bekleyen ek tasarruf tedbirlerine karşı ayaklanmasını istiyorum. Bana göre suç aslında politikacılarda değil, asıl onları kukla gibi oynatan büyük sermayede, paralarıyla iktidarı satın alan işadamlarında" diyor.
Bu ifadeler genelleyici olmasa da belli bir trende işaret ediyor. Yunan hükümeti ne dese, ne yapsa, artık halka ulaşamıyor. Bu hafta Washington ve New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’ni ziyaret etmesi planlanan Başbakan Yorgo Papandreu ziyaret programını iptal ederek Londra’dan Atina’ya döndü. Başbakanlık, Papandreu’nun kritik bir haftadan söz ettiğini duyurdu. Yunan kamuoyu ise kritik hafta değil, kritik haftaların beklentisi içinde. Gırtlağına kadar borçlu olan bu AB üyesine yeni kredi diliminin ödenip ödenmeyeceği ekim ayı ortalarında belli olacak.
© Deutsche Welle Türkçe
Steffen Wurzel / Eitör: Ahmet Günaltay
Editör: Başak Özay