Yunanistan nasıl kurtulur?
4 Mart 2015Turizm ve tarım, Yunan ekonomisinin en tanınan sektörlerinden. Ülke geçen yıl itibarıyla yaklaşık 22 milyon turist ağırladı ve yeni bir rekora imzasını attı. Zeytin üretiminde ise Yunanistan, İspanya ve İtalya’nın ardından üçüncü sırada geliyor. Yunanistan'daki bu her iki sektörde büyüme imkanları var, ama bunlar çok fazla da sayılmaz. Ekonomi uzmanı McKinsey’e göre Yunanistan turist sayısını önümüzdeki yıllarda yılda 24 milyona yükseltebilir. Tarımda ise Yunanistan’ın organik ürünlere daha fazla yatırım yapabileceği ve ülkeye daha fazla değer kazandırabileceği belirtiliyor.
Frankfurt School of Finance'da profesör olan ve birçok doğu Avrupa ülkesinin piyasa ekonomisine geçişinde menajer ve danışman olarak da görev yapmış olan Christoph Schalast şunları söylüyor: “Tarım alanında organik ürünlere daha fazla yatırım yapma eğilimi var. Ve bu alanda çok heyecan verici seçenekler bulunuyor. Örneğin Yunan zeytinyağının İtalya’da işlenmesinden vazgeçilirse çok şey kazanılmış olur. Zira zeytinyağının kalitesi mükemmel.”
'Turizm ve tarım refah getirmez'
Ancak, Berlin Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü (DIW) Araştırma Bölümü Başkanı Alexander Kritikos, Yunanistan’ın turizme ve tarıma yoğunlaşmasının uzun vadede ülkeye refah getirmeyeceği görüşünde. Euro Bölgesi’ndeki sanayi ülkeleri sürekli gelişirken, Yunanistan’ın bu gelişmenin dışında kalacağını söyleyen Kritikos, ayrıca Yunanistan’daki firmaların genelde 9 kişiye varan küçük ölçekli işletmeler olduğunu, bunların büyük firmalarla rekabette maliyet konusunda dezavantajları olacağına dikkat çekiyor.
Beyin göçü faktörü
Kritikos, geleceğin teknolojileri olan enformasyon teknolojileri, ilaç endüstrisi ve enerji teknolojileri gibi alanlarda ise Yunanistan’ın elindeki kaynakları iyi değerlendiremediği görüşünde: “Araştırmacılarla ilgili durum sayılarla iyi ifade edilebilir. Araştırmacı olarak çalışan Yunanların yüzde 85’i yurtdışında görev yapıyor, sadece yüzde 15’i Yunanistan’da. Yunanistan’da eğitim görmüş olan bu araştırmacılara ülkede çalışma olanakları yaratılabilse ne büyük bir potansiyele sahip olunabileceğini insan ister istemez düşünüyor.”
Hantal bürokrasi rekabete engel
Yunanistan’ın sorunlu başka bir alanı daha var. Avrupa Komisyonu’nun 2014’te yaptırdığı bir araştırmada, yatırımcıları korkutan aşırı derecedeki bürokratik düzenlemeler ve bürokrasinin hantal yapısının Yunan ekonomisinin rekabette kalmasını büyük ölçüde engellediği saptanıyor. Araştırmanın sonuç bölümünde ise yapısal reformlarla bu sorunların üstesinden gelineceği tavsiyesinde bulunuluyor. Bu önlemin yanı sıra örneğin otomotiv sanayisinin de Yunanistan'a girmesinin mümkün olduğu, bu ülkede de otomobil üretimi yapılabileceği söyleniyor.
Euro mu, Drahmi mi?
Münih’deki Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü IFO'nun Direktörü Hans-Werner Sinn ise farklı görüşte. Werner, Yunanistan’ın sadece ve sadece Euro’dan ayrılıp büyük ölçüde değeri düşürülmüş Drahmi’ye geçmesi durumunda turizm ve tarım ülkesi olarak ekonomik bir geleceği olabileceği görüşünde. Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü (DIW) Araştırma Bölümü Başkanı Kritikos bu görüşe karşı çıkıyor ve Yunanistan'ın sadece Euro'da kalmak suretiyle 1980'li yılların seviyesine düşmekten kendini kurtarabileceğini belirtiyor ve şunları ekliyor: “Yunanistan, Euro Bölgesi'nde kalacak olursa modernleşme şansı olur. Ama Euro Bölgesi’nden çıkacak olursa, o zaman yine para basma makinelerine iş düşer ve enflasyon oranları yüzde 30’lara kadar fırlar. İşte o durumda da bu ülkede kimse yatırım yapmak istemez. Çünkü para değerinin zayıf olduğu bir ülkede sermaye geliri sağlanması çok riskli bir iştir.”
© Deutsche Welle Türkçe
Andreas Becker