"Gerginlik sandığa yansıdı"
1 Kasım 20151 Kasım erken seçimleri için Türkiye'de bulunan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 6. kez Türkiye'deki seçimleri izledi. 40 ülkeden 112 gözlemcinin bulunduğu AGİT heyeti, sadece seçimi değil, seçim sürecini de mercek altına aldı; bu süreçte uluslararası yüküm ve standartlara uyulup uyulmadığını denetledi. Yeşiller Partisi Federal Milletvekili ve AGİT Almanya temsilcisi Özcan Mutlu, 1 Kasım seçimleri ile ilgili gözlemlerini ve değerlendirmelerini DW Türkçe'den Özlem Coşkun'a anlattı.
DW Türkçe: Sayın Mutlu, AGİT adına ikinci kez Türkiye'desiniz. Geçen seçimlerin ardından AGİT bir rapor yayınladı. Buna göre, seçimlere şaibe karışmaması ve seçim yarışında devletin kaynaklarının eşit dağıtılması tavsiye edildi. 1 Kasım seçimlerinde bu tavsiyelerin karşılık bulduğunu gözlemlediniz mi?
Özcan Mutlu: Geçen seçimlere dair AGİT raporunda yer alan en büyük eleştiri seçim sürecinin adil olmamasıydı. AGİT, seçim sürecinde iktidar partisinin ve Cumhurbaşkanı'nın devletin tüm imkânlarını kullandığını ve hiçbir şekilde eşitlik ilkesine uymadığını bir rapor halinde Yüksek Seçim Kurulu'na sundu. Bunun en belirgin örneği de muhalif partilere devlet televizyonu TRT'de ayrılan yayın süresinin iktidar partisinden kat kat az olduğu gerçeğiydi. Bu seçimlerde de bu hususta herhangi bir değişiklik olmadığını gözlemliyoruz. Bu yüzden adil bir seçim süreci yaşandığı sözlenemez.
DW: Geçtiğimiz seçimlerde çok endişe edilmesine rağmen sandık güvenliği mümkün mertebe sağlandı. Peki, bu seçimlerde sandık güvenliğine dair ne söylersiniz?
Özcan Mutlu: Geçen seçimlerde sandığa yansıyacak şekilde hile ya da şaibe gözlemlemedik. Umarım bu seçimlerde de buna dair olumsuz bir gelişme olmaz. Ancak şunu söylemekte de fayda görüyorum. Şaibe sadece seçim günü verilen oylarda olmuyor, şaibe süreçte de oluyor. Yani devletin imkânlarını sadece bir partiye tahsis ederek, eşit koşullarda yürütülmeyen bir seçim yarışında adaletsizlik sadece sürece yansıyan bir resim olarak kalmıyor, bu durum seçim sonucunu da etkiliyor. Bu nedenle AGİT hazırlayacağı raporunda bir kez daha bunu en sert dille eleştirecektir.
DW Türkçe: Geçtiğimiz seçimlerle bu seçimi karşılaştıracak olursanız, 1 Kasım seçimlerini 7 Haziran'dan ayıran belirgin farklar gözlemlediniz mi?
Özcan Mutlu: Gün boyunca birçok sandığı ziyaret ettik. Buradaki gözlemlerim için şunları söyleyebilirim katılım çok yüksek ve ne yazık ki insanlar çok gergin; özellikle de iktidar partisinin sandık görevlileri çok gerginler. Son seçimde biz Yüksek Seçim Kurulu'nun izniyle rahatça sandıkları gezdik, gözlemledik. Bu seçimlerde ise birçok kez sorguya çekildik ve her ne hikmetse bizi sorgulayanlar da hep AKP temsilcileri oldu. Kuşkusuz gerilim sadece sandık görevlilerinde değil, seçmende de var. Çünkü Türkiye'de gerilimi tetikleyen bir seçim yarışı yapıldı. Seçim sonucunda ya fiilen var olan başkanlığın resmiyet kazanması ya da koalisyonlarla daha demokratik bir Türkiye'ye doğru yol alınması söz konusu. Ülkenin bir anlamda kaderini belirleyecek olan bu karar elbette ülkedeki tansiyonu da yükseltiyor.
DW Türkçe: Sayın Mutlu, HDP ve AKP'nin sandık görevlileri arasında da bazı bölgelerde gerginlikler yaşandığına dair haberler geliyor. Buna dair bir gözleminiz ya da duyumunuz var mı?
Özcan Mutlu: Ben birebir yaşamadım ama AGİT gözlemcileri olarak Türkiye'nin her tarafına yayılmış durumdayız ve diğer arkadaşlardan aldığımız bilgiler doğrultusunda bu bilgiyi teyit edebilirim. Özellikle HDP'ye yönelik Doğu'da ve Güneydoğu’da müşahitlere ve görevlilere baskı yapıldığı bizim arkadaşlarımız tarafından da gözlemlenmiş.
DW Türkçe: Bu konuda ayrıca Doğu'da ve Güneydoğu'da güvenlik nedeniyle sandıklar birleştirilmesi söz konusuydu. Bunun seçimi etkilemesinden endişe ediliyordu. Bu konuda AGİT'in değerlendirmesi nedir?
Özcan Mutlu: Bize gelen bilgiye göre sandıkların birleştirilmesinde şuna dikkat edildi; insanların seçim haklarına müdahale edilmeden seçmene en yakın sandıklarda oy verilmesi sağlanacak. Ancak teoride bu böyle, pratikte nasıl gerçekleştirilecek burada soru işaretleri mevcut. Doğu'da ve Güneydoğu'da güvenlik nedeniyle bir ilçedeki sandık başka bir ilçeye aktarıldığında oradaki sosyo-ekonomik şartları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Zira oradaki vatandaşın acaba başka bir yerde oy kullanmaya gitmek için aracı ya da ulaşım parası var mı? Bu ayrıntılar bölgede gözlemci olan AGİT görevlileri tarafından etraflıca değerlendirilecektir.
DW Türkçe: Son yıllarda Türkiye'deki seçimlerde ‘Oy ve Ötesi, Benim Oyum' gibi sivil inisiyatiflerin oy güvenliği için yoğun bir şekilde çalıştığını ve ülkede bir bilinç oluşturduklarını görüyoruz. AGİT'İn buna dair tespitleri nedir?
Özcan Mutlu: Oy ve Ötesi gibi sivil toplum girişimlerinin seçim güvenliği için gösterdikleri çaba gerçekten takdire şayan. Gittiğimiz hemen hemen her sandıkta Oy ve Ötesi temsilcilerini gördük. Bunlar tarafsızlık içinde sandığın güvenliğini sağlıyorlar. Zaten demokrasinin gereği ve güzel yanlarından biri de insanların, sivil toplum örgütlerinin gönüllü olarak oylarına sahip çıkmaları bunun için çaba sarf etmeleridir. AGİT olarak Türkiye'deki seçimlerde gözlemlediğimiz en pozitif gelişme budur diyebilirim.
©Deutsche Welle
Özlem Coşkun / Berlin