Şule Çet davası: “Kızına sahip çıksaydın” gerilimi
15 Mayıs 2019Ankara’da geçen yıl bir plazanın 20'inci katından düşerek şüpheli şekilde hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule Çet davasının ikinci duruşması Ankara 31'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti duruşmada, ara karar açıklayarak, olay yerinde keşif yapılmasına, Şule Çet’in psikolojik durumuna ilişkin raporlar istenmesine ve sanıkların telefon kayıtlarının incelenmesine hükmetti. Karar gereğince Adli Tıp raporu ile olay yeri kamera görüntülerinin dudak okuma konusunda uzman bilirkişilere gönderilerek sanıkların olay sonrası konuşmaları da tespit edilecek. Duruşmada, sanıkların tutukluluk halinin devam etmesine de karar verildi. Mahkeme, bir sonraki duruşmanın da 10 Temmuz’da yapılmasını kararlaştırdı.
Duruşmaya tutuklu yargılanan sanıklar Şule Çet’in patronu Çağatay Aksu ile onun arkadaşı Berk Akand’ın yakınları ve Şule Çet’in babası İsmal Çet ile ağabeyi Şenol Çet'in yanısıra çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı.
“Şule’yi pencereden attılar”
Duruşma, Şule Çet’in avukatı Umur Yıldırım’ın savunması ile başladı. Yıldırım, ilk duruşmadan sonra olay gecesine dair ortaya çıkan görüntülerle, polisin olay yeri görüntüleri arasında fark olduğunu söyledi. Yıldırım, “Fotoğraflarda simetri bozulmuş. Çünkü koltuğun kenarındaki pencereden Şule’yi attılar, koltukların pozisyonu bozuldu” dedi. Gece çekilen videolarda Şule’nin atıldığı camın bir karış kadar açıklıkta olduğunu, sabahki olay yeri görüntülerinde ise pencerenin son noktasına kadar açık olduğunun görüldüğünü anlatan Yıldırım, “Çünkü oradan Şule’yi attılar. Çünkü gece mahrem bir şey yaşanırken perdeleri kapattılar, sonra tamamen açtılar” diye konuştu.
Avukat Yıldırım ayrıca olayın gerçekleştiği daireye ait polis krokisini projeksiyonla yansıttı ve bu krokiye göre, Şule’nin bedeninin düştüğü iddia edilen yerde değil, sanıklar tarafından atıldığını iddia ettikleri yerde bulunduğunu dile getirdi.
Duruşmada gerilim yaşandı
Duruşmada sanık Çağatay Aksu’nun annesi de ifade verdi. Anne Aksu, ifadesi sırasında avukat Umur Yıldırım’a seslenerek, “Bizim mal varlığımızı bu kadar insana açıklar mısınız? Şu anda kirada oturuyorum, arabam yok. Bu zamana kadar siz sosyal medyada hep konuştunuz biz sustuk” dedi. Bu sözlerle birlikte mahkeme salonunda büyük gerilim ve karmaşa yaşandı.
Bu sırada sanık Çağatay Aksu, Çet’in babası yönelerek, “Kızına sahip çıksaydın” diye bağırdı. Aksu’nun “Kızına sahip çıksaydın” sözü üzerine mağdur avukatları ile sanıklar arasında tartışma yaşandı.
"Adaleti engelleyemeyecekler”
Sanık Çağatay Aksu’nun “Kızına sahip çıksaydın” diye bağırmasının bile Şule Çet’in pencereden atılmasının bir delili sayılabileceğini anlatan avukat Umur Yıldırım, DW Türkçe’ye “Baba Çet’in kızına para göndermediğini bile iddia ettiler, sürekli bahane ürettiler. Olaya intihar süsü vermek istiyorlar. ‘Kızına sahip çık' demek, bir babayı, adaleti, hukuku hiçe saymaktır. Baba sahip çıkmadı da, sanıklar mı sahip çıktı. Bu intiharın üstünü kapatamayacaklar” diye konuştu.
Baba İsmail Çet de, “Benim kızım üniversite öğrencisiydi. O benim kızımdı. Kızımı öldürüyorlar, sonra da sahip çık diye bize yükleniyorlar. Bu nasıl vicdansızlık. Hangi adalet bunu kabul eder. Adalet, er geç yerini bulacak” dedi. Sanık avukatlarının kendisinin kızına para göndermediğini iddia ettiğinden yakınan Çet, “Yalandır. Bütün yalanlarını ortaya çıkaracağız. Kızımı öldürenler hesap verecek. Bir baba olarak bu davanın peşini bırakmayacağım. Adalet isteyen kimse de bırakmasın lütfen” çağrısı yaptı.
Kamuoyu baskısıyla tutuklandılar
Şule Çet’in ölümünden hemen sonra "intihar” diye başlatılan ve sonrasında savcısı değişen soruşturmada, zanlılar Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın "kasten öldürme,” "cinsel saldırı” ve "hürriyetten yoksun bırakma” suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 39 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Aksu ve Berk Akand, olayın ardından ifadeleri alınarak serbest bırakılmış ancak kamuoyu baskısı sonrası cinayet ve cinsel saldırı suçlaması ile tutuklanmıştı.
#ŞuleÇetİçinAdalet etiketiyle yürütülen kampanyalar ve Çet'in ölümündeki şüpheleri ortaya koyan Twitter hesapları, cinayet ihtimalinin güçlenmesine neden olmuştu.
Sanıklardan "intihar” iddiası
Şule Çet davasıyla ilgili iddianamede Çet’in eski patronu olan Aksu’nun iş görüşmesi amacıyla genç kadını içkili bir restorana davet ettiği belirtilerek, daha sonra da plazadaki iş yerine giderek arkadaşı Akand ile birlikte tecavüz ederek, öldürmek ve 20'in kattan atmakla suçlanıyor. Sanıklar ise Çet’in bazı sorunları olduğunu ve 20'inci kattan atlayarak intihar ettiğini iddia ediyor.
Sanık avukatları da Çet'in bakire olmadığını, intihara meyilli olduğunu öne sürüyor. Avukatlar, Çet’in geçmiş cinsel yaşamını, erkeklere davranış biçimini ve intihar eğilimini sorguladıkları için sivil toplum örgütlerinden büyük tepki görüyor.
Kerestecioğlu'ndan destek
Çet davasının ikinci duruşması öncesinde de Ankara Adliyesi önünde buluşan kadın örgütlerinin temsilcileri Şule Çet’in fotoğrafı ile birlikte “Patrona itaat yok, Çet için isyan var”, “Şule’nin sesiyiz, adaletin peşindeyiz” sloganlarının öne çıktığı pankartlarla eylem yaptılar.
Kadın örgütü temsilcilerinin eylemine HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da destek verdi. Kerestecioğlu burada hükümete “Türkiye’nin asıl gündemi kadın ve çocuk haklarının istismarıyla mücadele, adalet arayışları olması gerekirken seçim gündemiyle halkı oyalıyorlar” eleştirisinde bulundu. Kerestecioğlu, “Şule Çet davasının izini sürmeye, gerçeği ortaya çıkarmaya kararlıyız. Çünkü bu dava Türkiye’de kadına yaklaşımdaki çarpıkları göz önüne sermesi açısından çok önemli bilgiler içeriyor” diye konuştu.
"Adaletin tecelli etmesi ülkenin geleceği için önemli”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, DW Türkçe’ye “Şule Çet davasında adaletin tecelli etmesi sadece biz kadınların değil, toplumun, ülkenin geleceği için de hayati önemdedir” dedi. Güllü, "En vahim noktadayız. Kendini avukat diye tanımlayan bir erkek, intihar şüphesini ölüm nedenine çevirmeye çalışıyor, ölmüş kadının geçmiş cinsel yaşamını, babasıyla ilişkilerini sorguluyor” şeklinde konuştu. Güllü, hükümeti, meclisi bu davaya sahip çıkmaya, gündemde tutmaya çağırdı. Güllü, davayı sonuna kadar izleyeceklerini belirtirek, "Türkiye'de kadın-erkek ilişkilerine bakış gittikçe çarpıklaşıyor olsa da, biz kadınlar olarak bu çarpıklığa karşı mücadele etmeye kararlıyız. Bir sanığın bir babaya –kızına sahip çık- diye bağırmasını kabullenmiyoruz. Kadınız ve her yerde varız. Herkes, kadınların bu toplumun ayrılmaz parçası olduğunu anlayacak” mesajı verdi.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe