Diplomatie in schwierigen Zeiten - Wie die USA zur Türkei stehen
15 Eylül 2011Alman Marshall Vakfı adlı düşünce kuruluşunda görevli olan ve Türkiye-ABD ilişkilerini yıllardır yakından izleyen Joshua Walker, iki ülke arasındaki ilişkilerin bir hafta öncesine kadar en iyi düzeyde gittiğini vurguluyor.
Joshua Walker, her iki ülkenin zaman zaman farklı pozisyonlar savunduklarını, ancak demokratik prensipler ve değerler konusunda genel anlamda görüş birliği olduğunu da belirtiyor. “Arap Baharı” sürecinde Türkiye’nin Batılı ülkelerin önemli bir müttefiki olduğunu kanıtlandığını savunan Walker, şimdilerde İsrail ile yaşanan sürtüşmenin ise ABD-Türkiye ilişkilerini yeni bir sınavdan geçirdiğini kaydediyor.
Alman Marshall Vakfı uzmanına göre, İsrail konusunda yaşananlar, gelecek haftalarda özellikle de Filistin’in bağımsız devlet ilanı için Birleşmiş Milletler’e yapacağı müracaat ertesinde, ABD-Türkiye ilişkilerinde etkisini gösterebilir.
ABD’nin Türkiye ve İsrail’e telkinleri
Dış İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşundan Charles Kupchan, nkara ile Washington arasındaki işbirliğinin dönüşüm geçirmekte olduğuna dikkat çekiyor. ABD ile Türkiye’nin sıkı işbirliğinin tarihi kökleri olduğunu belirten Kupchan, Türkiye’nin Soğuk Savaş sırasında NATO’nun güçlü bir üyesi, İsrail ile ilişkilerinde de şimdiye kadar güvenilir bir ortak olduğunu vurguluyor, ancak şu an siyasi ilişkilerin kırılganlaşmakta olduğuna işaret ediyor.
ABD’nin bu dönemde Ortadoğu’daki itibarına dikkat etmesi gerektiğini belirten Kupchan, bu yüzden diplomasisini kapalı kapılar ardında yürütmeyi yeğlediğini söylüyor. Kupchan, şu anki tek diplomatik opsiyonun ise Türkiye ile İsrail’i yeniden akılcı bir diyaloğa çekmeyi denemek olacağını vurguluyor.
Bu yönde ilk işaretler de belirdi. Nitekim Amerikan Dışişleri Bakanlığı geçen hafta her iki tarafa da yaptığı çağrıda birbirleriyle ilişkilerde daha ılımlı bir üslup kullanılmasını istedi.
Türkiye ABD için kilit ülke
Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Charles Kupchan, ABD-Türkiye ilişkileri konusunda şu saptamalarda bulunuyor:
“Türkiye, ABD'nin önemli bir müttefiki. Türkiye'deki üsler, ABD’nin gücünü göstermesi açısından çok önemli. Türkiye ayrıca Irak’ta, Suriye’de ve İsrail’de bundan sonraki gelişmeler açısından da kilit öneme sahip. Bunların ötesinde Türkiye’deki siyasi sistem, bölgenin diğer ülkeleri için de model oluşturuyor.”
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu muhafazakâr çizgideki iktidar partisi AKP, Mısırlı siyasi aktivistleri Türkiye’de Haziran ayı başında yapılan seçimleri izlemeleri ve demokratik seçim kampanyalarını görmeleri için Türkiye’ye davet etmişti. Ancak Türkiye’nin Erdoğan’ın iktidarında yönünü iyice İslam Dünyasına çevirdiği ve Batı ile Arap Dünyası arasında köprü olma işlevinden uzaklaşmaya başladığı da ifade ediliyor:
Dış İlişkiler Konseyi uzmanı Charles Kupchan, Erdoğan’ın çıktığı Mısır, Tunus ve Libya gezisi kapsamanda Türkiye’nin Ortadoğu’da nüfuzunu artırma isteğinin ülkenin hakkı olduğunu, ancak ABD ve AB ile sıkı ilişkilerini de sürdürmesi gerektiğini belirtiyor.
Sonuç olarak Washington’daki siyasi gözlemciler şu noktada birleşiyor: Arap Dünyası’ndaki dönüşümler, ayrıca Türkiye-İsrail arasındaki durum kapsamında ABD, Türkiye ile ilişkilerini yeniden düzenlemek zorunda kalacak.
© Deutsche Welle Türkçe
Julia Hummelsiep / Çeviri: Çelik Akpınar
Editör: Başak Özay