Avrupa Merkez Bankası’nın karar haftası
19 Temmuz 2022Savaş koşullarının körüklediği enflasyon, Euro bölgesinde yüzde sekizin üzerine çıktı. Euro/dolar paritesi 20 yılı aşkın bir aradan sonra ilk kez eşitlendi. Tüm bunlara ilave olarak bir de İtalya'da hükümet krizi patlak verdi. Avrupa Merkez Bankası'nın en yüksek karar alma mercii olan Yönetim Konseyi, perşembe (21.07.) işte böylesine zorlu koşullar altında toplanacak.
Haziran ayındaki son Konsey toplantısında Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde, on bir yıl sonra ilk kez faiz oranlarında köklü bir değişim olacağınıaçıklamıştı. Euro bölgesinde faiz oranının ilk etapta 25 baz puan, ardından da muhtemelen eylül ayında 50 baz puan artırılacağını ifade etmişti ancak perşembe günü alınacak kararda faiz artırımının daha yüksek olması da mümkün. Böylece negatif faiz oranları dönemi sona eriyor. Pek çok banka şimdiden harekete geçmiş durumda. Sadece Almanya'da 50'ye yakın banka, müşteri mevduatlarına uygulanan ceza faizi oranlarını tamamen kaldırdı. Önümüzdeki haftalarda diğer bankaların da benzer bir uygulamaya gitmesi bekleniyor.
AMB gelişmeleri geriden takip ediyor
Belirsizliğini koruyan tek konu, artışın hangi oranda olacağı. Hessen-Thüringen Eyalet Bankası Helaba'nın baş iktisatçısı Gertrud Traud, "AMB çok geç kaldı" diyor. Euro bölgesinde son dönemde yüzde 8,6 ile tarihî yüksekliğe ulaşan enflasyon oranı göz önüne alındığında durumu "tehlikeli" olarak nitelendiren Traud, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Tüm dünyada merkez bankaları faiz oranlarını çoktan yükseltti. AMB de şimdi görevini nihayet ciddiye aldığını ve enflasyonla mücadele ettiğini göstermelidir."
Ancak para politikasındaki normalleşmenin hızı ve kapsamı konusunda AMB Yönetim Konseyi üyeleri arasında da tam bir görüş birliği mevcut değil. Federal Alman Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel, faiz oranlarını, ekonomiyi aktif olarak yavaşlatacak kısıtlayıcı bir düzeye dahi yükseltmeyi mümkün görüyor. Nagel, "şahinler" olarak adlandırılan ve sıkı bir para politikalarını savunan gruba dahil. Daha gevşek bir rotanın savunucularını temsil eden "güvercinler" grubu ise özellikle Ukrayna savaşının sonuçları nedeniyle bir resesyon (ekonomik durgunluk) riski konusunda uyarıyor.
Artış 25 baz puanı geçer mi?
İsviçre bankası Safra Sarasin'in baş iktisatçısı Karsten Junius ise en az 50 baz puanlık bir faiz oranı artışı yapılacağından emin. Bu durumda, AMB'nin "forward guidance" (ileriye dönük beklenti yönetimi) olarak adlandırılan açıklamalarına da güven azalacaktır. Gertrud Traud, Avrupa Merkez Bankası’nın başlangıçta sadece küçük bir faiz adımı atsa bile, eylül ayından sonra faiz oranlarını artırmaya hazır olduğunu açıkça belirtmesinin önemli olduğunu, zira "para koruyuculuğu" görevini ancak bu şekilde hakkıyla yerine getirebileceğini savunuyor. Böyle bir adımın sonunda enflasyon muhtemelen yüzde 2 seviyesinde tutulacak ve euronun değerinin sabit kalması sağlanacak.
Ancak mevcut koşullar altında AMB'nin işi hiç de kolay değil. Bir yandan para politikasını normalleştirmesi gerekiyor. Ancak frene çok sert basarsa ekonomiyi boğabilir. Dünyanın en büyük varlık yöneticisi Blackrock'un Almanya baş iktisatçısı Martin Lück, "Enerji fiyatları konusunda zaten bir şey yapamazlar" diyor ve ekliyor: "O zaman da diğer mal ve hizmetlerin fiyatlarını düşürmek zorunda kalırsınız."
Rusya gazı keserse…
ABM'nin herhangi bir müdahalesi olmasa bile, Rusya'nın Kuzey Akım 1 doğalgaz boru hattındaki bakımın ardından, perşembe günü doğal gaz musluğunu yeniden açmaması halinde resesyon riskleri artabilir. AMB, ABD ile arasındaki faiz oranı farkının açılması nedeniyle de baskı altında kalabilir. Haziran ayında enflasyonun yüzde 9,1'e ulaşmasının ardından ABD Merkez Bankası'nın, politika faizini 75 baz puan daha artırarak mevcut yüzde 1,5'ten yüzde 1,75'e yükseltmesi bekleniyor. Bu durum, birkaç gün önce zaten 1 dolar seviyesine düşmüş olan Euro kuru üzerinde daha fazla baskı oluşturacak.
Tüm bu olumsuzluklar yetmiyormuş gibi bir de İtalya’da patlak veren hükümet krizi, finans piyasalarını daha da kırılgan hale getirdi. Gerçi İtalya Başbakan Mario Draghi hâlâ görevde, ancak bunun daha ne kadar süreceği belirsiz. Ülke ekim ayında erken seçime bile gidebilir. Bankhaus Metzler'in baş iktisatçısı Edgar Walk, Euro karşıtlarının yeni hükümette ağırlık kazanması halinde, bunun Euro bölgesindeki devlet tahvili piyasalarında "önemli bir türbülansa" yol açmasından endişe ediyor. Avrupa Merkez Bankası, böyle bir faciaya karşı "parçalanmayı önleme aracı" adını verdiği bir düzenleme hazırlığında olduğunu açıkladı. AMB, böylece önceden getireceği önlemlerle Avrupa devlet tahvili piyasalarındaki olası bir türbülansı kontrol altına almayı amaçlıyor.