Esad’a karşı 4 yeni adım
1 Nisan 2012Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen Suriye Halkının Dostları zirvesinden Esad rejimini köşeye sıkıştıracak yeni kararlar çıktı.
Yaklaşık 83 ülke ve uluslararası kuruluşun katıldığı toplantıda görüş ayrılıklarını aşan temsilciler, sonuç bildirisi üzerinde anlaştı. Bildiri, atılacak yeni adımlarla Esad üzerinde uluslararası baskının daha da artırılmasını, muhaliflerin güçlendirilmesini öngörüyor.
Muhaliflerin çatı örgütü tanındı
Zirveden çıkan en dikkat çekici karar, muhaliflerin oluşturduğu Suriye Ulusal Konseyi’nin (SUK) itibarının güçlendirilmesi oldu. SUK, ”muhaliflerin bir araya geldiği tek çatı örgütü” olarak, tüm Suriye halkının meşru temsilcilerinden biri olarak tanındı. SUK'un uluslararası toplumun muhalefetle temaslarında önde gelen muhatap olduğu vurgulandı.
İstanbul’da geçtiğimiz günlerde bir araya gelerek “Yeni Suriye’nin Ulusal Sözleşmesi’ni” ilan eden muhalifler, Suriye Ulusal Konseyi’nin “tek temsilci” olarak tanınmasını bekliyordu. Ancak konseyin henüz Suriye’deki tüm kesimleri temsil etmediğini düşünen ülkeler, dengeli bir kararla tüm muhalefete mesaj gönderdi.
SUK gelecek iki hafta içinde kendisini yeniden yapılandırmayı, tüm muhalif grupları çatısı altında toplamayı hedefliyor. Suriye Ulusal Konseyi’nin temsil tabanını genişletmesi ve Suriye halkının tek temsilcisi olarak kabul edilmesi durumunda, Esad rejimi uluslararası alanda meşruiyetini kaybetmiş olacak.
‘Annan planı takvime bağlanmalı’
Zirveden çıkan ikinci önemli karar, Suriye’de krize son vermeyi amaçlayan Annan Planı için bir takvim belirlenmesi talebi oldu. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu birçok lider, Esad rejiminin Annan planını zaman kazanma amacıyla kullandığı eleştirisini getirmişti.
Zirve sonuç bildirisinde BM’nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın çabalarına destek açıklandı, Annan’dan Esad rejiminin atacağı adımlar için bir “takvim” belirlemesi istendi. Bu takvim uyarınca, katliamların sürmesi durumunda, Suriye konusunun yeniden BM Güvenlik Konseyi gündemine taşınması gerektiği vurgulandı.
Diplomatik kaynaklar, takvim konusunda kararın Annan tarafından verileceğini dile getirdiler. Eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan, İstanbul’daki toplantıya davet edilmiş, ancak Annan 2 Nisan’da BM’ye rapor sunacağı gerekçesiyle mazeret bildirmişti.
Muhalifler silahlandırılacak mı?
Zirvede en çok tartışılan konulardan biri, Suriyeli muhaliflere silah desteği verilip verilmeyeceği oldu. Diplomatik kaynaklar Suudi Arabistan, Katar ve Körfez ülkelerinin muhaliflerin silahlandırılmasını istediğini ancak birçok ülkenin bu konuda çekinceleri olduğunu kaydediyor.
Zirve sonuç bildirisinde ülkeler, “Suriye halkının kendisini korumak için aldığı tüm meşru önlemlere” desteklerini açıkladı. Bu ifade, bazı gözlemciler tarafından, Suriye halkının “meşru müdafaa” hakkına vurgu olarak görülüyor.
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, zirvenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, Suriyeli muhaliflerin bir yıl önce barışçıl olarak başlayan gösterilerinin, ordu birlikleri tarafından ağır silahlar kullanılarak bastırılmaya çalışıldığına işaret etti. Davutoğlu, “Bu koşullar altında Suriyelilerin yapabilecekleri her şeyi yapma hakları vardır” dedi, ancak ayrıntılı bilgi vermedi.
Muhaliflere mali ve teknik destek
Suriye Halkının Dostları grubu ülkeleri, muhalifleri mali ve teknik açıdan daha güçlü bir şekilde destekleme konusunda da anlaşmaya vardı.
Mali destekler ve Esad rejimine karşı ek yaptırımlar konularında “çalışma grupları” oluşturma kararı alan ülkelerin temsilcileri, Nisan ayında Paris’te bir araya gelecek.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Ayhan Şimşek / İstanbul
Editör: Banu Wöltje