İçişleri eski bakanı tanık olarak dinlenecek
20 Ocak 2017Türkçe ve Ermenice yayın yapan haftalık Agos gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davada, İçişleri Eski Bakanı Muammer Güler’le, eski emniyet müdürlerinden Hanefi Avcı, Emin Arslan, Bülent Köksal, Selim Kutkan ve gazeteci Nedim Şener’in de aralarında bulunduğu 51 kişinin tanık olarak dinlenmesine karar verildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün Dink cinayeti davasının 10’uncu celsesinin üçüncü duruşması görüldü. Duruşmada, cinayet tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Bürosu Müdürü olan ve tutuklu olarak yargılanan Ali Fuat Yılmazer savunmasına devam etti.
Duruşmaya, tutuklu yargılanan eski emniyet müdürlerinden tutuklu sanık Ramazan Akyürek'le tutuksuz sanıklar eski emniyet müdürü Reşat Altay ve eski polis muhbiri Erhan Tuncel katıldı. Davada toplam 35 sanık var. Bunlardan 27’si kamu görevlisi.
Savunmasına devam eden tutuklu sanık Yılmazer, Dink cinayeti sırasında polisin aşırı sağ, irticai faaliyetler ve azınlıklarla ilgili istihbaratından sorumluydu. Yılmazer’in Dink’in öldürüleceğine dair istihbarat bilgilerini ilgili birimlere iletmediği iddia ediliyor. Silahlı örgüt kurmak suçlamasıyla 22,5 yıl, tasarlayarak kasten adam öldürmek suçlamasıyla da müebbet hapsi isteniyor.
Yılmazer bugünkü savunmasında, “Olsa olsa benim bu davada görevi ihmalden suçlanmam söz konusu olabilir. Terör örgütü üyesi olduğum iddiası çok soyut” dedi. Eski polis müdürü, Dink davasında Ergenekon operasyonlarının kumpas olduğu iddiasının temel oluşturduğunu belirterek, bu operasyonların tamamının amirlerinin bilgi ve talimatıyla yapıldığını söyledi.
Ali Fuat Yılmazer, kendisinin itibarsızlaştırılması için Ergenekon sanıklarının beraat ettirildiğini, İstanbul polisi üzerindeki suçu başka yere yıkmak için kendisine kumpas kurulduğunu ve Dink’in öldürüleceğine dair Trabzon polisi tarafından gönderilen yazıyı görmediğini öne sürdü.
Yılmazer, bu hafta başında görülen bir duruşmada da, Dink cinayetinin istihbari açıdan çözüldüğünü, ancak adli sürecin işlemediğini söylemiş, “Ben raporu bizzat dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a sundum. Dink cinayeti çözümlenmemiş değil, üstü özellikle kapatılmış, karartılmış bir olaydır” demişti.
Dink cinayeti davasında yargılanan kamu görevlilerinin çoğu, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardında olduğu iddia edilen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmakla da suçlanıyor. Yılmazer hakkında FETÖ soruşturması kapsamında 10 dava var.
Soruşturmayı yürüten savcı, geçen Ağustos ayında, 10 yıl önce işlenen Dink cinayetini, FETÖ’nün ilk kurşunu olarak değerlendirmişti.
Dink ailesinin avukatı: "Yapmaları gerekeni neden yapmadılar?"
Dink ailesinin avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, bugünkü duruşmayı değerlendirirken, her sanığın savunmasında diğer kişi ve kurumların sorumluluklarına değindiğini söyledi. Bakırcıoğlu, “Fakat hiçbir sanık, kendi bulunduğu konum ve görev itibarıyla bu cinayetin önlenmesi bahsinde yapması gerekenleri neden yapmadığını izah edebilir durumda değil. Yılmazer’in ifadesine baktığımızda da aynı sonuçla karşılaşıyoruz” dedi.
Bakırcıoğlu, cinayetin işleneceğinin 11 ay önce düzenlenen belgeyle polisin istihbarat birimlerine iletilmiş olduğunu belirtti.
Davayı, Hrant’ın Arkadaşları inisiyatifi adına izleyen Bülent Aydın da, Yılmazer’in cinayetteki sorumluluğuyla ilgili sorulara yanıt vermekten ziyade, iddianamedeki kendine yönelik suçlamaları çürütme çabası içinde olduğunu söyledi.
Hrant Dink, 10 yıl önce, 19 Ocak 2007’de Agos gazetesinin Osmanbey’deki ofisi önünde, o sırada 17 yaşında olan Ogün Samast tarafından öldürülmüştü. Trabzon’dan otobüsle İstanbul’a gelen Samast’ı, Yasin Hayal’in azmettirdiği ileri sürülmüştü. Her iki sanık da, 2012 yılında sonuçlanan ilk yargılamada hapis cezalarına çarptırıldı. Mahkemenin cinayette örgüt bulunmadığı yolundaki kararı ise, bir yıl sonra Yargıtay’ın aksi yöndeki kararıyla bozuldu.
Trabzon ve İstanbul’un eski emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 27 kamu görevlisi, 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen yıl başlayan bu davada, tetikçi ve azmettiricilerle birlikte yargılanıyor. Dava soruşturması kapsamında 15 jandarma görevlisi de tutuklu. Ancak, henüz haklarında iddianame hazırlanmadığı için mahkeme önüne çıkarılmadılar. Dink ailesinin avukatları, Milli İstihbarat Teşkilatı’ndaki sorumluların da araştırılması ve mahkeme önüne çıkarılmasını talep ediyor.
Bir sonraki duruşma 6 Şubat’ta.
© Deutsche Welle Türkçe
Kürşat Akyol / İstanbul