Ortadoğu: Filistinlilerin Hamas algısı değişti mi?
27 Ağustos 2024İsrail ordusunun aralıksız bombardımanları, bunun yol açtığı yıkım, bombardımanlardan güvenli bir yere sığınma çabası Gazze halkına yaşananlar ve bu yaşananlardan sorumlu olanlar hakkında derinlemesine düşünme vakti bırakmıyor.
Gazze'deki Nusayrat Mülteci Kampı'ndaki Filistinli Abeer, "İnsanlar çok yorgun, bitkin ve yaşadıklarından bıkmış durumda. Artık sadece savaşın sona ermesi ve bir ateşkes ilan edilmesi umut ediliyor" diyor.
Ancak Pazar günü Mısır'da Katar, Mısır ve ABD arabuluculuğunda yapılan ateşkes görüşmelerinden umut edilen uzlaşma sağlanamadı. İsrail Gazze'yi bombalamaya devam ediyor. Hatta İsrail ordusu Pazar akşamı açıklama yaparak daha önce "insani bölge" ilan ettiği Deyr Belah için tahliye emri verdi. Paniğe yol açan bu emir üzerine, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı insani yardım kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları yardımlarını durdurmak zorunda kaldığını açıklarken, Filistinliler de bir kez daha kendilerine sığınabilecekleri güvenli bir yer aramak için bölgeden ayrılmaya başladı.
"11 kez yerimden edildim"
Bölgeden kaçanlar arasında yer alan Savasn Abu Afeş, Reuters'a yaptığı açıklamada bugüne kadar 11 kez yerinden edildiklerini anlatıyor. Sadece küçük yaştaki çocuklarını yanına alarak sığınacak bir yer bulmak için yürüyerek yola çıktıklarını anlatan Afeş, nereye gideceğini bilmediğini söyleyerek çaresizliğini, "Sadece Allah bize yardım edebilir" sözleriyle dile getiriyor.
Tahliye edilmesi istenen bölgeye 250 metre uzaklıktaki El Aksa Hastanesi'nde de panik yaşandığı bildiriliyor. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütü sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Pazar gecesi hastaneye yaklaşık 250 metre uzaklıkta bir patlamanın meydana geldiğini, bir çok hastanın hastaneyi terk etmek durumunda kaldığını duyurdu.
Mevcut gelişmelerin kabul edilemez olduğuna vurgu yapılan açıklamada, "Savaşan tüm taraflar hastaneye ve hastaların tıbbi bakıma erişimine saygı göstermek zorunda" denildi.
Hamas'a "Beni temsil etmiyorlar" tepkisi
Gazze'de sadece İsrail'e değil aynı zamanda Hamas'a da tepkilerin arttığı gözlemlenebiliyor. DW'ye konuşan Abeer, pek çok Filistinli gibi artık kime ve neye inanacağını bilmediğini söylüyor. 2007'den bu yana Gazze'yi yöneten ve ABD, Almanya ve Avrupa Birliği (AB) tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan militan İslamcı grup Hamas'a da kızgın olduğunu aktarıyor.
Sesli mesaj yoluyla DW'nin sorularının yanıtlayan Abeer, "Ateşkesi sağlamaya ve savaşı bitirmeye çalışmayan bir örgütü nasıl destekleyebilirim? Beni temsil etmiyorlar" diyor.
"Şahsen onların yok olmasını istiyorum ve bu hissiyatımda yalnız değilim" ifadelerini kullanan Abeer, "Kim ölüme neden olan ve hayatlarımızı mahveden bir hareketle kalmak ister ki?" diye konuşuyor.
Öfke artıyor
Sosyal medyada, Hamas'a yönelik öfke dolu paylaşımların sayısının artmış olması da dikkat çekiyor.
Han Yunus kentinde bulunan gazeteci Fathi Sabbah sesli mesaj yoluyla DW'ye yaptığı açıklamada, Gazze sokaklarında, çadırlarda ve sosyal medyada Hamas'a yönelik eleştirilerin arttığını ve bunun da pek çok nedeninin bulunduğunu anlatıyor.
Savaşın beklenenden uzun sürdüğüne dikkat çeken Sabbah, su ve elektriğe erişimin olmadığını, yüksek fiyatlar, nakit akışındaki sorunlar ve parasızlık nedeniyle büyük sıkıntılar yaşandığını aktarıyor, "İnsanlar artık savaşın yol açtığı ağır yük ve yıkıcı sonuçları kaldıramıyor" diyor.
İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te 1200 İsrailliyi öldürmesi ve 251 kişiyi kaçırmasının ardından misilleme saldırıları başlattı. Hamas tarafından yönetilen Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre bu saldırılar sırasında 40 binden fazla Filistinli öldürüldü. Çoğu yıkılan evlerin kalıntıları altında öldüğü tahmin edilen 10 binden fazla da insan kayıp. Gazze'nin büyük bir bölümü enkaza dönüşmüş durumda. İsrail ise 17 bin militan öldürdüğünü iddia ediyor.
Gazze halkının Hamas hakkındaki görüşünü ölçmek zor. Hamas'ın 17 yıllık baskıcı yönetimi altında yaşamış olan Gazze halkı korktuğu için aslında eleştirilerini açıkça ifade etmekten çekiniyor.
İsrail'in abluka uyguladığı Gazze Şeridi'nde savaştan önce çok nadiren düzenlenen protestolara çoğu zaman ekonomik sıkıntılar kaynaklık ediyordu. Hamas'ın güvenlik güçleri genelde göstericilere baskı uygulayarak, gazetecileri ve siyasi muhalifleri keyfi olarak tutuklayarak, bu protestoları bastırıyordu. Bu baskılar, Filistinli ve uluslararası insan hakları grupları tarafından yıllarca belgelendi.
Batı Şeria'da bulunan ve kamuoyu araştırmaları yapan Halil Şikaki, savaştan birkaç ay önce Gazze'de protestolar düzenlendiğini hatırlatarak, "Yaşam koşullarının kötüleşmesi nedeniyle insanlar tepkilerini ifade etmeye başlamışlardı ve bu yaşananlardan Hamas'ı sorumlu tutuyorlardır. Bence şimdi Gazzelilerin yaşadıkları acılar nedeniyle eleştiriler çok daha fazladır" değerlendirmesini aktarıyor.
Gazze'den yükselen tepkiler bunu doğrular nitelikte. Deyr Belah'ta bulunan ve savaş nedeniyle defalarca yerinden edilen Mahmut, yaşadıklarını "felaket" olarak nitelendiriyor ve bunda Hamas'ın da sorumluluğu bulunduğunu söylüyor.
DW'ye sesli mesaj ile açıklama yapan Mahmut, "Hamas 17 yıl boyunca Gazze Şeridi'ni yönetti. Hamas'ın uzlaşmaz tavrı nedeniyle İsrail'in uyguladığı abluka Gazze'yi pek çok sosyal, ekonomik ve siyasi sorunlarla karşı karşıya getirdi… Bu da onların bizim başımıza açtığı bir başka felaket" diye konuştu.
Kamuoyu yoklamaları ne diyor?
Gazze'deki savaş, kamuoyu yoklamaları yapılmasını zora sokuyor. Son anketler de Gazzelilerin Hamas algısı ile ilgili olarak karışık bir tablo ortaya koyuyor. Arap dünyası ile ilgili araştırmalarıyla tanınan AWRAD adlı kuruluş tarafından Mayıs ayında yayımlanan bir ankete göre Gazze'de soruları yanıtlayanların sadece yüzde 24'ü Hamas ile ilgili "olumlu görüşlere" sahip. Yüzde 70'i de Filistin'de işlerin "yanlış istikamette" gittiğini aktardı.
Filistin Politika ve Anket Araştırmaları Merkezi'nin (PSR) Temmuz'da yayımladığı anket sonucuna göre Hamas'a destek daha fazla. Gazzelilerin yüzde 38'i Hamas'ı desteklediklerini söylüyor. Yüzde 24'ü ise seküler El Fetih'i destekliyor. Bu arada İsrail'in işgali altındaki Batı Şeria'da Hamas'a desteğin artması ise dikkat çekiyor.
Bu arada bu anketler Filistinlilerin Hamas algısı ile ilgili olarak ilginç sonuçlar ortaya koysa da bu sonuçların Filistinlilerin hayatında somut bir karşılığı olmuyor. Çünkü Filistinliler en son Hamas'ın kazandığı 2006 seçimlerinde oy kullanabildi. Bu seçimi, uluslararası ve iç siyasi çalkantılar izledi.
İstanbul'da yaşayan ve Hamas'a yakın bir isim olarak değerlendirilen Filistinli siyasi analist İbrahim Madhun, Hamas'ın tepkilerin farkında olduğunu ancak bunun mücadelenin bir parçası olarak görüldüğünü savunuyor.
"Bu savaşın Gazze Şeridi halkı için ağır, yıkıcı ve bir felaket olduğu konusunda hiç şüphe yok ve işgal (İsrail) bu savaşta acımasızdı, savaşı reddeden de pek çok ses var" diyen Madhun, "Bazen işgali, bazen de Hamas'ı suçluyorlar ve savaş olduğu sürece bu sesler devam edecek" görüşünü dile getiriyor.
Gazze'deki sosyal yapılar erozyona uğruyor
Savaşın yol açtığı iç göç ve yıkım, Gazze'de sosyal ve idari yapılarda erozyona yol açıyor.
BM'ye göre 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nin toplamda yüzde 86'sı İsrail ordusu tarafından tahliye emri altına alındı. Bunun sonucunda bölgedeki pek çok yerde yönetim yapılarının çöktüğü bildiriliyor. İsrail ordusu tarafından hedef alınan Hamas'ın polis gücü ve memurları da artık sokaklarda varlık göstermiyor.
Ateşkes sağlandığı takdirde Gazze'yi nasıl bir geleceğin beklediği de belirsizliğini koruyor.
Deyr Belah'ta bulunan Mahmut ise, "Olabilecek en büyük felaket savaştan sonra Hamas'ın yeniden iktidar olmasıdır" diyor, insanların bunu artık kabul etmeyeceğini savunuyor.
Ancak Gazze halkının kendi geleceği hakkında söz sahibi olup olmayacağı da belirsizliğini koruyor. Çünkü İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Hamas'ı iktidardan uzaklaştıracağını, Filistin Özerk Yönetimi'nin de Gazze'ye dönmesini engelleyeceğini ilan etmişti.
DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?