2018’de dünyayı neler bekliyor?
30 Aralık 2017Milyarder iş adamı Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak göreve başlamasından Irak Başbakanı Haydar el İbadi’nin ülkede IŞİD’e karşı savaşın kazanıldığını açıklamasına kadar dünyada 2017 yılında önemli gelişmeler yaşandı. 2018’e girerken yeni yılda uluslararası alanda bizi nelerin beklediğini derledik.
Suriye’de barış anlaşması imzalanabilir mi?
Suriye’de IŞİD’e karşı savaşta sona yaklaşılırken ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a muhalif unsurların gücü özellikle Rusya ve İran'ın desteği ile hafifletilmişken, Esad'ın en büyük destekçisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rus askerlerini bölgeden çekeceğini açıklaması, 2018’de sahada daha az çatışma yaşanması umudunu doğurdu. Yaklaşık yedi yıldır devam eden savaşa 2018'de son verecek bir barış anlaşması imzalanması yönündeki diplomatik çabalar sürüyor. Koltuğunu bırakmaya niyeti olmayan Esad, Putin ile kasımda yaptığı görüşme sonucunda asıl hedefinin ülkede barışçıl ve siyasal bir çözüm olduğunu söyledi. Ancak Birleşmiş Milletler nezdinde gerçekleştirilen Cenevre görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Rusya-İran-Türkiye öncülüğünde Soçi'de ocak ayında yapılacak Suriye Ulusal Kongresi'ne aralarında İslamcı Ahrar'uş Şam ile ABD destekli Mutasım Tugayı'nın da bulunduğu 40 muhalif grubun katılmayacağını açıklaması bütün ülkeyi kapsayan siyasi bir çözüm bulmanın zorluğuna işaret ediyor. Suriye için bir anlaşma 2018'de de bir hayal olarak kalabilir.
“Roket Adam” ve “bunak” çekişmesi nereye varır?
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un ABD Başkanı Trump’a “dengesiz Amerikalı bunak” ve Trump’ın da Kim’e “Roket Adam” adlarını takarak birbirlerine hitap etmeleri şimdilik sözlü bir atışma gibi gözükse de, iki liderin nükleer silah kapasitesine sahip ülkelerin başkanları olmaları sebebiyle, dünya Pasifik’teki gelişmeleri yakından izliyor. Taraflar arasında koşullara bağlı bir görüşme isteği olsa da ABD’nin bölgedeki tatbikatlarını sürdürmesi ve Kuzey Kore’nin de nükleer ve balistik füze denemelerine devam etmesi dünyanın ilgisinin 2018’de de bu konu üzerinde olacağını gösteriyor.
Putin, Trump’ın seçilmesine katkı sağladı mı?
2016 yılındaki ABD seçimlerine Rusya'nın müdahalesinin araştırıldığı soruşturmada eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’ın aralık başında FBI'a yalan söylediğini itiraf ederek soruşturmada işbirliği yapmayı kabul etmesi 2018 yılında da bu soruşturmanın önemli bir konu olarak gündemde kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Özellikle Trump’a muhalif kesim, Flynn’in soruşturma kapmasında ileride aktarabileceği önemli bilgiler olduğu görüşünde ve bunları merakla bekliyor. Her ne kadar ABD Başkanı Trump ve Rus mevkidaşı Putin bir müdahalenin olmadığını ifade etseler de soruşturma ile ortaya çıkan veriler aksini ortaya koyar nitelikte.
İngiltere'nin AB'den ayrılma süreci sonuca ulaştırılacak mı?
Avrupa Birliği’nin İngiltere haricindeki 27 üye ülkesinin aralık ortasında ilişkilerin geleceğini tayin edecek ikinci aşamaya geçilmesine onay vermesinin ardından İngiltere, 29 Mart 2019’da AB’den resmi olarak ayrılma hedefine daha da yaklaştı. Bu doğrultuda 2018 yılında, AB’nin gelecekteki ikili ilişkilerin çerçevesiyle ilgili hazırlıkları tamamlaması ve ardından AB ile İngiltere arasında ayrılık müzakerelerine geçilmesi bekleniyor. İki taraf arasındaki ticaret politikasının da konuşulacağı bu aşamanın ilkine göre daha çetin geçmesi bekleniyor.
Kıbrıs’ta seçimler barış görüşmeleri için umut olur mu?
Güney Kıbrıs'ta 28 Ocak 2018’de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Bu makam için adaylar arasında hâlihazırdaki Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis de bulunuyor. Aralık ayı itibariyle yayınlanan anketlerde favori gösterilen Anastasiadis, kazanması durumunda temmuz ayında sonuçsuz kalarak sonlanan Kıbrıs barış görüşmelerini tekrar başlatabileceğini belirtmişti. Seçimleri Rum liderin kazanması durumunda adada barış için tekrar bir umut doğabilir. Ancak bu, 7 Ocak 2018’de Kuzey Kıbrıs’ta yapılacak erken genel seçimlerin sonuçlarına da bağlı olacak.
Küba’da Castro Kardeşlerin dönemi sona mı eriyor?
Eğer Raul Castro, 2013’te ikinci kez seçildiği devlet başkanlığı görevine geldiğinde açıkladığı 2018’de emekli olma isteğine uyarsa, 1959 yılındaki Küba devriminden bu yana ülkeyi Castro Kardeşlerin yönetmeyeceği yeni bir döneme girilecek. Castro’nun Birinci Başkan Vekili Miguel Diaz-Canel’in devlet başkanı seçilmesi beklenirken, ABD Başkanı Donald Trump’ın selefi Barack Obama’nın attığı barış adımlarını kaldırması sebebiyle Castro’nun Komünist Parti’nin başında kalarak devlet politikalarına uzaktan yön vermeye devam etmesi bekleniyor.
Rusya’da seçim sonuçları belli mi?
18 Mart 2018’de yapılacak Rusya devlet başkanlığı seçimlerinde Devlet Başkanı Vladimir Putin dördüncü kez bu pozisyona aday olacağını açıkladı. 2016 yılında adaylığını açıklayan ve Putin’e ciddi rakip olabilecek muhalif Aleksey Navalni ise hakkında yolsuzluk sebebiyle verilen hüküm nedeniyle aday olamıyor. Yapılan anketlere göre, 2000 yılından bu yana ya devlet başkanı ya da başbakan sıfatıyla iktidarda olan Putin’in bu seçimleri de rahatlıkla kazanması bekleniyor. Putin’in Suriye, Kırım ve basın özgürlüğü gibi sert politikalar yürüttüğü konularda çizgisini değiştirmesi beklenmiyor.
İtalya’da da popülistler kazanır mı?
4 Mart'ta yapılacak İtalya’daki erken genel seçimler öncesi yapılan anketler kurucusunun komedyen Beppo Grillo olduğu popülist Beş Yıldız Hareketi’nin en fazla oyu alacak parti olacağını gösteriyor. Ancak ortak para birimi euronun kullanımını eleştiren parti, koalisyona gitmeyeceğini söylüyor. Yeni değiştirilen seçim sistemi ise koalisyonu destekler nitelikte olduğu için Beş Yıldız Hareketi’nin hükümeti kuracak parti olması beklenmiyor. Onun yerine vergi kaçakçılığı suçlamasıyla 2019 yılına kadar yasaklı olan eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin partisi Forza Italia ile Avrupa Birliği ve göçmen karşıtı politikalar güden Kuzey Ligi partisinin koalisyonu muhtemel görünüyor. Ancak hangi hükümet kurulursa kurulsun, yeni hükümeti bekleyen en büyük sorun ekonomi. İtalya Yunanistan’ın ardından yüzde 130’luk kamu borcu oranıyla AB’nin en borçlu ülkeleri arasında yer alıyor.
ABD’de Demokratların zaferi mümkün mü?
ABD Başkanı Donald Trump’ın görev süresinin ortalarına denk gelen bir tarihte, 6 Kasım 2018’te Kongre ara seçimleri yapılacak. Ara seçimlerde 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi'nin tamamı, 100 sandalyeli Senato'nun ise üçte biri (33) yeniden belirlenecek. Senato’da 52’ye 46 olmak üzere Demokratlara karşı çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçilerin büyük ölçüde çoğunluğu sürdüreceği tahmin ediliyor. Ancak Cumhuriyetçi Trump için politikalarının sınanacağı bu seçimlerde Demokratların halihazırda 193 olan Temsilciler Meclisi’ndeki sandalye sayılarını artırmaları ihtimaline daha yakın oldukları gözlemleniyor. Seçimlerden bu yönde bir sonuç çıkarsa 2018’de Trump yasama sürecini güçleştiren tablo ile karşı karşıya kalabilir.
Deniz Çiyan Ünal
© Deutsche Welle Türkçe